Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

56 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Mutsuzluktan Kaçınmak Üzerine
Kötümserliğin filozofu olarak bilinen Schopenhauer’ın makalelerinden derlenen Mutlu Olma Sanatı nasıl mutlu olunacağından çok mutsuzluktan nasıl kaçınılacağını anlatan bir kitap. Nasıl mutsuz olunmayacağını 45 ayrı başlık altında toparlamış Schopenhauer. Kısaca özetleyecek olursak; Kıskançlıktan uzak durmak Kendini tanımak Başkalarını taklit etmemek Zenginliği hedef olarak belirlememek Acılarımıza sürekli olarak dışsal bahaneler bulmamak Mutluluğu yanlış yerlerde aramaktan kaçınmak Hayal kurmamak ya da gerçekleşmeyecek planlar yapmaktan kaçınmak Başta sağlık olmak üzere sahip olduğun şeylerin kıymetini bilmek Engelleri aşmak ya da mücadele etmek Schopenhauer’a göre mutsuz olmak çok kolay, mutlu olmak ise zor değil aynı zamanda imkansızdır. Acı ve mutsuzluk her zaman karşımıza çıkmak için hazırdır ve dolayısıyla insanın amacı bu mutsuzluklardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışmaktır. Schopenhaur en büyük mutluluğun sağlıklı olmaktan geçtiğini düşünmekte ve sağlıklı bir dilencinin sağlıksız bir kraldan daha mutlu olduğunu söylemektedir. İnsana zevk veren her türlü şeyin aslında insana zarar verdiğini ifade etmektedir. Zira o zevk veren şeye ulaşmak çok zordur, çoğu zaman imkansızdır ve ona ulaşamayınca hayal kırıklığına bu da acılara sebebiyet vermektedir. Tabi bu noktada Schopenhauer’in Sami dinler ile ortak bir paydada buluştuğunu ifade etmem gerekiyor. Zira Sami dinler de zenginlikten kaçınmayı, mal mülk sevdasına düşmemeyi ve başkalarının malına göz dikmemeyi öğütler. Schopenhauer da benzer şeyle ifade etmekte. Tek fark ise, Schopenhaur bu dünyadaki mutsuzluğun ya da eksikliğin öteki dünyada giderileceğini söylememektedir. Schopenhaur felsefesi de dinler ile aynı noktada olup olmadığı yani aslında varsılların gücünü korumaya yönelik bir akım olup olmadığı konusunda bende kuşku yarattı diyebilirim. Kesin kanıya varmak için Schopenhaur’ı daha fazla okumam ve incelemem gerekiyor. Zira bu bakış açısı, Marx’ın etkilendiği Hegel ile ters düşmesinde ve hatta Hegel’den nefret etmesinde yatıyor olabilir. Bu konuda elimde sağlam bir kaynak var. İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan Schopenhaur biyografisi. O kitabı okuduktan sonra kafamda her şeyin daha da netleşeceğini düşünüyorum. Kitap alıntı seveler için bir hazine diyebilirim. Altını çizeceğiniz çok cümle var. Aynı zaman da Schopenhaur düşüncesini kavramak için de iyi bir başlangıç kitabı olabilir. Felsefe okumalarına başlamak isteyenler için iyi bir kitap diyebilirim bu açıdan.
Mutlu Olma Sanatı
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013bin okunma
··
1.165 görüntüleme
Engin Mavi okurunun profil resmi
İnceleme yazısı çok faydalı ve tespitler yine çok isabetli olmuş. Genelde birçok okurun pesimist olarak gördüğü ve çok fazla bulaşıp psikolojilerini bozmak istemediği bir felsefi karakter olarak anılıyor. Ancak inceleme yazısında da bahsedildiği gibi mutsuzluklardan bahsedip aslında mutluluğu işaret etmektedir. Ancak pesimist olarak fişlendiği için günümüzde bile bir kısım okur tarafında çekinilerek okunan bir yazar olarak kaldı maalesef kendisi. Yanlış hatırlamıyorsam bu kitabı, 50 küsür sayfalık bir kitaptı. 50 küsür sayfanın neredeyse 50’sinin altını çizmişliğim var. Kalemi elimden bırakamadan kitap da sonlanmıştı zaten. Her bir sayfayı çevirirken ağır ağır düşünüp tartıp akıl filtresinden geçirdikten sonra sayfayı yavaş yavaş çevirip diğer bir sayfaya geçerek bitirdiğimi hatırlıyorum. Sakın ola ki 50 küsür sayfalık incecik bir kitap ben bunu çerez niyetine hızlıca okur geçerim diye düşünmeyin. Lakin bu eser, sizi ters köşede bırakabilir. Kontrpiyede kalmayın. Hacmi küçük ağırlığı büyük bir kitap. Schopenhauer okurken vites küçültüp sağ şeride çekerek devam etmek lazım. Nietzsche’nin ilk felsefi dönemlerinde fikirlerine etki eden kişidir, Schopenhauer. Schopenhauer’in kitabı gençlik döneminde Nietzsche’nin eline ilk kez eline geçtiğinde ‘’Kendimi yeni hazinem ile bir koltuğun köşesine attım, ve o dinamik, kasvetli dahinin benim üzerimde çalışmasına izin vermeye başladım.” demiştir. Nietzsche, daha ilk satırlarda Schopenhauer’in ağırlığını hissetmiştir. Sonuç olarak; Schopenhauer’in etkisi ilk satırlarda sizi içine çekecek. Tıpkı zamanında genç Nietzsche’yi de çektiği gibi. “Ondan daha ilk sayfayı okuduktan sonra bütün yazdıklarını okuyacağını ve söylediği her sözü dinleyeceğini bilen Schopenhauer okurlarından biri olmuştum”. (Friedrich Nietzsche) Son olarak; kitapçıdan bir kitap aldığımda ilave olarak bu kitabı da alıyorum Düzenli okuma alışkanlığı olan dostlarıma ve okuma şevki olan genç öğrencilere de hediye etmeye çalışıyorum. Mutlaka okuyun
Özgün Coşkun okurunun profil resmi
Kitap bahsettiğiniz gibi ince ama çok dolu. bir çırpıda okunup kenara koyulacak bir kitap değil, üzerine düşünmek lazım. Bu arada Nietzche'ye başlamadan önce Schopenhauer'i iyi okumak lazım. Zira dediğiniz gibi Nietzche'nin hocasıdır kendisi. Bu arada Schopenhauer'i karşıtlarıyla beraber okumak lazım. Bu bağlamda Hegel'i de iyi öğrenmek gerekiyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.