Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Orhan Kemal'in Hikayelerinde Ekmek Kavgası
Önce ekmek” sözü, para akışının yön verdiği çağımızda, dünya nüfusunun çoğunluğunun temel kaygısını ifade ediyor. Şüphesiz ki Orhan Kemal’in de temel kaygısı bu oldu. Orhan Kemal'in eserlerinde, çok kere “önce ekmek” sözü ile karşılaşılır. “Önce ekmek” diyerek hayallerini bırakan nice insanlar vardır hayatta, Orhan Kemal’in kahramanları da onlardır. Ama Orhan Kemal yine de umutludur, hep bir açık kapı bırakmıştır hikaye ve romanlarında. Onun kahramanları, fakirliği kabullenmiş değillerdir. Kemalettin Tuğcu'nun karakterleri gibi fakirlikte anlam aramazlar . K. Tuğcu karakteri: "Üzülme anne, Allah bizi fakir düşürdüyse, bu bir bakıma benim hakkımda hayırlı olacaktır." der ama Orhan Kemal'in karakteri Cevdet'in annesiyle diyaloğu şu şekildedir: “Allah alnımıza bu kaderi yazmış ...” "Niye yazmış anne?" "Onu biz bilemeyiz ... " "Allah nerede yazar anne?" "Onu da bilemeyiz." "Yazmasa olmaz mı?" Bereketli Topraklar Üzerinde'ki karakter de: "Bu Allah da hep onların Allahı mıdır nedir? Fakir fukaraya garaz tekmil." diye fakirliği sorgular. Orhan Kemal aç karnına haysiyetten söz etmenin, tok karnına söz etmek kadar kolay olmadığını, insanın aynı anda hem karnının aç hem başının dik olmasının imkansız değil, ama zor olduğunu, adına "geçim dünyası" denen dünyada insanların karın tokluğunu başın dikliğine tercih edebileceğini anlatır. Onun hikayelerindeki mottosu ve bu hikaye kitabının adı bu yüzden Önce Ekmek`tir. Bunu "Üçüncü" isimli öyküsünde, genç bir erkeğin; yokluktan, evde yakacak kömürü ve yiyecek yemeği olmadığından, bir kış gecesinde, “Bu saatte orada soba harıl harıl yanar.” diyerek hapishanede olmaya imrendiğinde çok net hissederiz. Onun öyküleriyle romanlarında sonunda her şey gelip ekmek kavgasına, geçim derdine, yoksullukla baş etmeye dayanmasının nedenini bir konuşmasında şöyle açıklamıştır: “Ben gerçekçi yazarım, en iyi bildiğim konuları alırım. Varlıklı yurttaşların yaşayışlarını bilmiyorum. Nasıl yaşadıklarından haberim yok.” Hikaye ve romanlarında çokça çocuk karakterleri kullanır. Çocukların dramını ele alır, karakter olarak direnişci, mücadeleci çocukları işler. Bu onun aydınlık gerçekçiliğinden kaynaklanır çünkü o biliyordur ki toplumu değiştirecek olan çocuklardır. O biliyordur ki, “İnsanoğlu, doğal olarak fena ve kötü değildir.” Onu toplumun sosyal şartları kötü, hırsız, katil, eşkıya yapar. Toplumun bozduğu bu insanların, en kötüsünün bile iyi yanı olduğuna inanır. Romanlarındaki iyimserliğin bu düşüncesinden kaynaklandığını söyler. Toplumcu gerçekçi olduğu için Önce Ekmek adlı hikaye kitabında içeriğe önem verir, biçim ve süsleme ikinci plandadır. Yazarın dili akıcıdır, eserlerindeki akıcılığının sebebi konularının doğal oluşu ve gerçekleri yansıtmasındandır. “Önce Ekmek” hikayesinde, ekmek uğruna çalışmak zorunda kalan kızın hikayesi aktarılmaktadır. Bu hikayede verilmek istenen mesaj, önceliğin ekmek olduğu değil insanın hayatta neyle karşılaşırsa karşılaşsın yaşama umudunu hiçbir zaman yitirmemesi gerektiğidir. Çünkü hikayemizin karakteri Ayten pes etmemiştir, hikayede gelecekte ne olduğu anlatılmamaktadır fakat biz, bize yansıtılan karakterden anlarız ki, Ayten idealleri için savaşacaktır… -2018'deki Medium'da yazdığım yazıdan doğru aktarılmıştır
Orhan Kemal
Orhan Kemal
Önce Ekmek
Önce EkmekOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20201,513 okunma
·
256 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.