Eser, düşünce tarihi alanında okunabilecek en sade dile ve en samimi üsluba sahip eser olabilir. Sadelikle yüzeyselliği ve basitliği kastetmiyorum; özlüğü kastetiyorum. Yani gereksiz yekundan, abartılı betimlemelerden kaçınmaktan bahsediyorum.
Türdaşlarından farklı olarak eser, felsefe ve feylesof tarihini o kadar yalın ve eğlenceli bir lisanla resmetmiş ki “bir felsefe tarihi eseri, bu kadar hızlı ilerleyebilir mi?” şaşkınlığını yaşamaktan bilincimi men edemedim.
Diğer yandan eser, felsefe, feylesof ve dönem ile öyle güçlü bağlar kurmuş ki her bir bölümde kolektif tin ile bireysel bilinç arasındaki bağı çok net bir şekilde tasavvur edebildim. Aynı zamanda teker teker felsefeler de dönemin bilim adamları ve bilimsel gelişmeleriyle birlikte irdelenmiş. Bu, malum anlayışı (felsefeyi) doğuran etkenleri de görebilmemi sağladı.
Dolayısıyla daha önce önerdiğimiz
Yeniçağ Felsefesi Tarihi eserlerinden evvel bu eserin okunması gerektiğini, böylece mezkur iki eserin daha net anlaşılabileceği kanaatini taşıyorum.
Bu haseple eseri, bütün bir felsefe okumalarının başlangıç eseri olarak mutlaka tavsiye ediyorum.
İncelemenizi çok beğendim. Ben de uzun zamandır dil ve konu itibari ile ağır kitaplar ile meşguldüm, ancak kitabın gerek basım özelliklerinden gerekse dilinin sadeliği ve yalınlığından dolayı kitap akıp gitti benim için.