Papini'nin öyküleri öyküye bakış açımı değiştirdi resmen. Adam öyle bir yazıyor ki, öykü diyip geçsek de türüne, aslında öyküden çok daha fazlasını barındırıyor öyküleri. Daha çok felsefi veya deneme tarzı bir kitap okuyor gibi hissediyor insan. Papini, öykülerinde fantastikle düşünceyi öyle bir birleştiriyor ki neresi hayal, neresi gerçek insan şaşırıyor bir yerde. Böyle bir yol seçmesi kitabı hiçbir şekilde ağırlaştırmamış, aksine farklı ve de hoş bir hava katmış. Öykülerin sıradan olmadığı ilk bakışta anlaşılıyor.
Kitaptaki öykülerin birkaçı yazarın Babil Kitaplığı'nda yer alan
Kaçan Ayna isimli kitabından da tanıdıktı. Yeniden okumak keyif vericiydi kesinlikle. Zira aralarında' Havuzda İki imge ',' kaçan ayna'.. vb. gibi bende yoğun etkiler bırakan öyküler de vardı. Papini'nin öyküleri dönüp dönüp okunacak ve her okunmadan bir şeyler alınabilecek nitelikte gerçekten.
Ayrıca kitabın tıpkı
Bitik Adam gibi otobiyografik bir yan taşıdığını da düşünüyorum(söz konusu kitapta da aynı düşünceye kapılmıştım). Zira Papini'nin öykülerin arkasına gizlediği kişiler ve olaylar aslında onun kişiliğini temsil ediyor gibime geldi.
Apayrı olaylar, apayrı kişilikler, sıradışı mevzular ve yoğun bir düşünce bulutu.. İşte Papini'nin öykülerinin özeti...
Düşsel Konçerto Cilt 2 'den de en az bu kadar keyif alabilmek dileğiyle, keyifli okumalar :)