Bir çocuğun duygularına ve ihtiyaçlarına ebeveynleri tarafından önemsiz muamelesi yapılırsa, kendisinin kişisel bir parçası derinden reddedilmiş olur. Kişinin bu parçası odadaki fil gibidir. Hiç kimse onu görmek ya da ondan bir şeyler duymak istemez ancak yine de onun en çok olan parçasıdır. Bu çocukların pek çoğunun ailede adapte olabilmesi, iyi anlaşabilmesi ve büyüyebilmesinin tek yolu inkâra dahil olmak ve onların duygusal benliği hiç var olmamış gibi davranmaktır. İhmal edilmiş çocukların içlerinde; kendileri kendilerine duydukları sevgi ve diğerleriyle duygusal bağ kurma yeteneği ile ilgili boşluk hissi ile büyümüş olduğundan hiç şüphe yoktur.