İlk defa bir Necip Fazıl eseri okudum ve üslubunu beğendim. Şans eseri kütüphane turunda elime aldım ve ilk sayfasından itibaren konusu ve anlatım tarzıyla sürüklemeyi başardı.
Yazdığı oyunla gerçek hayatı harmanlayan Hüsrev karakteri, gazeteci arkadaşı ve doktor dostunun çıkarcılıkla karışık ihanetinin kurbanı olduktan sonra insanlara karşı güvenini kaybeder. Bu durum da okuyucunun içine fazlasıyla işler. Yanında olan dostlarına ve annesine de güvenini kaybeden Hüsrev, onların sayfalarca süren çabalarından sonra insanlara karşı tekrar güvenini kazanmaya başlar fakat artık eski Hüsrev değildir.
- SPOİLER-
Babasının ölümünün ve annesinin zamanında yaptığı hatanın kendisinde açtığı derin yara oyununa yansır ve kuyusunu kazmaya çalışan gazeteci Şerif ile onun eşi kendisinin ise metresi Zeynep ile son kısımlardaki diyalogları etkileyiciydi. Bana göre en etkileyici kısım ise oyundaki sahnenin gerçekliğini ortaya koymaya çalışırken yaptığı canlandırmada gizliden gizliye aşk yaşadığı Selma’yı vurmasıyla delirmeye başladığı bölümlerdi. Yazarımız bu psikolojik derinliği çok sağlam ele almış.