Yaşasın Yüce Düşünce! Sonsuz, sınırsız Düşünce!Orada, dağın yamacında büyük bir domuz sürüsü yayılıyordu ve cinler domuzların içine girmelerine izin vermesi için ona yalvardılar. O da onlara izin verdi. Adamdan çıkan cinler domuzların içine girdiler ve cinler sürüyü sarp göl kıyısına sürüp götürdü, göle atlayan sürü burada boğuldu. Bütün bunları gören çobanlar, gördüklerini köyde, kentte anlattılar. Ne olup bittiğini kendi gözüyle görmek isteyen halk İsa’nın yanına varıp da, içinden cinlerin çıktığı adamı onun dizi dibinde giyinik ve aklı başında oturur görünce dehşete kapıldı. Olaya tanık olanlar, onlara cin tutmuş adamın nasıl iyileştiğini anlattılar.
2Luka İncili. Bölüm VIII, 32-36
....
Biliyor musunuz, burada sanki bizim Rusya’mız anlatılıyor! Hasta adamdan çıkıp, domuzların içine giren şu cinler... ve büyük Rusya’mız, aziz, sevimli Rusya’mız, hasta Rusya’mız... ve yüzyıllar boyu onda biriken irin, cerahat, kokuşmuş yaralar, büyüklü küçüklü her türden cin, şeytan...Ama yüce bir düşünce, yüce bir irade, cin tutmuş adamı nasıl sağalttıysa Rusya’yı da sağaltacak ve yüzeyi tutmuş görünen bütün o cinler, irin, pislik, adilik Rusya’nın içinden çıkıp domuzların içine
girmeyi kendiliğinden isteyecektir... Belki de çoktan girdiler bile! Biziz bunlar. Ve onlar...***
Ecinniler Dostoyevski nin çok sesli ve karakterler bakımından da çok zengin politik romanıdır.
Bu eserin en gizemli ve romanın sonunda çözülen baş karakteri Nikolay Vsevolodoviç Stavrogin.
Dostoyevski romanı bu karekter üzerine kurmuş..
Ancak
Ecinniler’in tefrika edilmesi sırasında, ağırlığını Stavrogin’in Piskopos Tihon’a yaptığı itirafların oluşturduğu –ve o arada küçük bir kıza tecavüzünü de açıkladığı– bu parça dergi editörü M. N. Katkov’un karşı çıkmasıyla yayınlanmadı.Yazar, ikinci kısmın en sonuna girecek olan bu bölümü hem düşünsel açıdan, hem de kompozisyon açısından romanının merkezi olarak tasarlamıştı. Bu bölümün tefrikada yer almayacağını öğrenince ana sahneleri yeniden yazıp bir mektupla birlikte dergiye gönderdi.
Mektubunda özetle şunları söylüyordu: “Bütün çirkin sözleri ayıkladım, bölümü önemli ölçüde kısalttım ve sonuçta bu çılgın hareket yeterince ... olarak belirlendi. Size yemin ederim ki, işin özünü bir yana bırakamazdım. Bizim tip, başlı başına toplumsal bir tip (tabii bana göre): İşi gücü olmayan, avare bir Rus insanı, ama kendisi böyle olmak istediği için böyle değil; bütün yakınlarıyla ve onun için değerli olan her şeyle, en önemlisi de diniyle bütün bağlarını kaybettiği için bu hale düşmüş, kahrından kendini sefih bir hayata vurmuş; ama vicdan sahibi, kendini yenileyebilmek, yeniden inanmak için hummalı bir çaba gösteren, bu uğurda eziyet çeken, kahrolan bir insan.”
Ama bölümün yeniden yazılması da, bu mektup da yazı kurulunun düşüncesini değiştirmeye yetmedi. Sonuçta Dostoyevski, kitabının sonraki bölümlerinin tümünden Stavrogin’in Tihon’a itiraflarıyla ilintili bütün fragmanları çıkarıp atmak, bunların yerine yeni sahneler ve yeni diyaloglar yazmak zorunda kaldı.
Dostoyevski sağlığında Ecinniler’i kitap halinde bir kez görebildi ve o baskıda da bu bölüm yoktu. Bütün bunlar “Tihon’un Yanında” adlı bölümün romanda Dostoyevski’nin ilk tasarısında olduğu gibi yer almasını olanaksız hale getirdiğinden kitabın sonuna ek olarak konulmuştur.
En gizemli karekter olan Stavrogin i anlatmaya bu cümle yeter sanırım.
.. inandığında, inandığına inanmıyor. İnanmadığında da, inanmadığına inanmıyor.
Stavrogin in yenilgisini ve itiraflarını okuduğumuz satırlarda Dostoyevski insan ruhunun derinliklerinde yatan kötülüğü, kötülüğün hissettirdiği duygular;
acı, bu acıyı unutmak istemek ya da istememek nedenleri ve psikolojik tahlilleri ile en derinden hissettirerek, yaşamış sanki bu duygular onun bir parçası imiş gibi okuyucusuna aktarmış.
Stavrogin..
*İnsan her konuda sonsuzcasına tartışabilir, ama benim tek becerebildiğim inkâr oldu, içinde hiçbir gönül yüceliği, hiçbir güç olmayan bir inkâr. İnkârı bile beceremedim. Elimde her şey hep sığ ve sönük kaldı.
Romanın karanlık karekteri Pyotr Stepanoviç Verhovenski..
Ve Diğer karekterlerin pek çoğu da bu karakterin piyonu gibi...
Babası Stepan Trofimoviç Verhovenski ile kuşak çatışmasını anlatmış Dostoyevski bu eserde..
Bir nevi Babalar ve Oğulları ..
Çok sesli romanının ana konusu Nihilizm..
**Nihilist hiçbir makamın karşısında boyun eğmeyen, hiçbir prensibe inanmayan insandır, o prensip ne kadar saygıya değer olursa olsun.
Ivan Sergeyeviç Turgenyev
Babalar ve Oğullar,
Nihilizm, her şeyin anlam ve değerden yoksun olması;
Nietzsche'nin ifadesiyle amacın kaybolması ve niçin soru sunun cevapsız kalmasıdır.
...
Ecinniler de
Karamsar, hayata karşı kayıtsızlık, sonunda özkıyımla sonuçlanan pasif nihilizm yelpazenin bir ucunda yer alırken, öbür uçta, militanca, dışadönük ve tahripkar aktif nihilizm görmek mümkün..
Yani yaşanan toplumsal felaketlerden, fesadı tertip edenler kadar olup biteni kayıtsızlık için de izleyenlerin de sorumlu tutulduğunu görüyoruz.
Kuşak çatışmaları, bocalayan gençlik, hissizlik, hiçlik, tepkisizlik ve toplumsal çürüme, Batılı fikirleri savunan, Rus törelerini küçümseyen gençlik, toplumsal çözümlemeler, felsefi ve siyasi yönelimler, inanç bunalımları ve arayışları üzerine kurgusu olan bir roman Ecinniler..
Bu romanda Nihilizm etkisi hem gençlik hem de toplum üzerinden anlatıyor.
Gençlik yakıp yıkarken toplumun da tepkisiz kalması seyirci olması gibi..
**“Toplumun temellerini ve bu temeller üzerinde yükselen ana yapıyı sistemli bir şekilde sarsmak, toplumda bir çözülmeye ve ayrışmaya neden olmak, herkesin cesaretini kırarak insanlarda toplu bir umutsuzluk yaratmak, böylece de bu hastalıklı, çürümüş, ahlaksız ve dinsiz bir yapı oluşturmak..
Kiliselerin yıkıldığı, aile kurumunun değersizleştirildigi, ahlaki çöküntü, serbest yaşam, daha fazla kadın ve erkek, daha fazla içki ve yemek, daha fazla renkli yaşam.. vb vb
Şatov yaşam sevincini, yaşama isteği ve yaşama bağlılığı anlatmış bize..
**önceki kâbuslar, utançlar, bütün o ölümden farksız eski yaşam sona erdi! Var mısın, üçümüz yepyeni bir yaşama başlayalım! Evet, de... evet, evet!
** Bundan sonra yepyeni bir yol açılıyor önümüzde... eski korkularımızı bir daha hiç... hiç hatırlamayacağız!
Kirillov ise tam tersi ölüme aşık..
Onun da ölüm ve intihar üzerine felsefesi var.
**Yaşamakla yaşamamak arasında hiçbir fark kalmadığında özgürlüğüne kavuşur insan.
**Kendimi öldürmek zorundayım, çünkü özgürlüğümün, özgür irademin en yüce dışavurumu bu: kendimi öldürmek.
Şatov - Stovgin arasında bir konuşma: ..
Şatov:Tanrıtanımazsınız, çünkü beyefendi evladısınız, son beyefendi evladı! İyi ile kötü anlayışınızı yitirdiniz, çünkü ulusunuzu tanımıyorsunuz artık.. Yeni bir kuşak doğuyor ulusun bağrından, ama hiç tanımıyorsunuz onu. Ne siz, ne baba oğul Verhovenskiler, ne de ben tanıyorum... ben de beyefendi evladıyım çünkü, köle uşağınız Paşka’nın oğluyum.. Dinleyin beni, çalışarak erişin Tanrı’ya. Yaşamın özü budur, yoksa aşağılık küf parçası gibi yitip gidersiniz.
— Çalışarak mı? Nasıl çalışarak?
— Köylü gibi, tüm varlığınızı bırakıp köye gidin..
Stepan Trofimoviç
Varvara Petrovna
Yüzbaşı Lebyadkin
Fedka
Lizaveta Nikolayevna
Mavkiriy Drozov
Aleksey Niliç Kirilov
İvan Şatov
Mariya Timofevna Lebyadkina
Yulina Mihailovna von Lembke
Darya Pavlovna Şatova
ve
Karmazinov
...
Her bir karakterin hikayesi var..
Bir hayâl ile başlayan hüsran ile biten politik bir roman..
Ecinniler ile ilgili söylenecek çok şey var..Kurgunun kurgusu olan bir roman..
Alt kurgu tarihi gerçek olaylar, Çağdaşı romancılara hiciv yoluyla gönderler mümkün..
Örneğin Turgenyev bu eserde Karmazinov olarak hicvedilmiştir.
Karmazinov: '' Rusya'yı küçümseyen iflah olmaz bir Batıcıdır:
**Her şey olmuş bitmiş, karar verilmiştir. Rusya böyle bir Rusya kaldıkça geleceği olamaz. Alman oldum ben, bunu kendim için bir onur sayıyorum.
Karmazinov romanda, kendini dünyanın merkezine koyan, ün düşkünü, şımarık ve kibirli bir sanatçı, fikirleri giderek bayatlayan bir aydın olarak betimlenir.
Yine komplolar kurgulayan ve kenti kısa süreliğine de olsa altüst etmeyi başaran genç nihilist Pyotr Stepanoviç Verhovenski, Sergey Neçayev'i işaret eder.
Sergey Neçayev devrimci terör de dahil olmak üzere, gerekli her şekilde devrim peşinde koşmasıyla tanınan, Rus nihilist hareketinin önde gelen bir Rus komünist devrimcisi ve önde gelen şahsiyetiydi.
**Devrimci adanmış bir insandır. kişisel çıkarları, işleri, duyguları, bağlılıkları, kişisel eşyaları, hatta kendi adı bile yoktur. Ondaki herşey, biricik tek bir çıkar, tek bir düşünce, tek bir tutku devrim tarafından özümlenmiştir.” Devrimcinin Anahtar Kitabı -
Karekterler bazında Şatov da Rus milliyetçiliği ve Tanrı ve İsa inancı bakımından Yazarı görmek mümkündür.
Üst kurguda ise Dostoyevski komploların nasıl tezgahlandığını,
Pyotr Stepanoviç aracıyla hücre evlerinin kurulması (aslında bir hücre evi mevcut) cinayetler, yangınlar, işçi ayaklanmaları, öğrencilerin ortak cinayet nedeniyle birbirine ihanet edemeyecek şekilde bağlanmaları, vali ve eşini kopmlolara ortak etme vb vb gibi kurgulanmış..
Geçmiş ile Rusya nın
güncel gerçeklerini kurgulayıp birleştirmiş.
Ecinniler de romantizm gölgede kalmış. Yine de tanıklık edeceğimiz
Liza, Mariya ve Darya nın Stovgin e aşkı,
Mavkiriy nin Liza ya bütün maddi değerlerden arınmış saf temiz aşkı
Ve Stepan Trofimoviç
Varvara Petrovna nın dile gelmeyen yirmi küsur yıllık aşk ve bağlılıklarına tanıklık edeceğiz.
Son Söz
"Dostoyevski'nin romanları azgın girdaplar, dönerek ilerleyen kum fırtınaları, kaynayıp savrulan hortumlar gibidir; bizi içlerine çekerler. Madde ve ruhun bütünleştiği, katışıksız yapılardır bunlar. İrademiz dışında sürüklenir, etraflarında döner, körleşir ve nefessiz kalırken; sersemletici bir esriklik kaplar tüm benliğimizi."
-Virginia Woolf -
"Hayat acı vericidir, hayat korku doludur ve insanoğlu mutsuzdur. İnsanoğlu hayatı seviyor. Acıyı ve korkuyu sevdiği için hayatı seviyor. Yaşamak, acı ve korkunun karşılığında verilmiştir bize. En büyük aldanmamız budur. İnsanoğlu benliğini henüz bulamamıştır."
Fransız İhtilali'nin de etkisiyle; Rus halkını derinden sarsan ateizm, nihilizm, sosyalizm gibi akımlar üzerine kurulu romanın temel unsurları inanç, ideolojiler ve insanlık halleridir. 19. yüzyıl Rusyası'nın girdiği ideolojik ve dinî açıdan sıkıntılı dönemleri okura sunan, 21. yüzyılda da geçerliğini ve güncelliğini kaybetmeyen bir eserdir Ecinniler. Liberal, muhafazakâr, ateist çatışmalarının en şiddetli döneminde ortaya konulan yapıt, ölümsüz konusu ve karakterleriyle günümüz insanına seslenmeyi başaran bir klasik haline gelmiştir.
İlgiyle okudum.
Dostoyevski severlere Dostoyevski ile ilgili bir alt yapı oluşturduktan sonra okumalarını kesinlikle tavsiye ederim.
Sevgi ile bitirelim..
*Sevgiden daha değerli ne olabilir? Sevgi, var olmaktan, yaşamaktan daha önemlidir; sevgi varoluşun tacıdır; öyleyse, varoluşun sevginin önünde baş eğmemesi mümkün müdür?..
Eğer ben Onu sevdiysem ve bu sevgiden dolayı sevinç, mutluluk içindeysem, onun hem beni, hem sevincimi ve mutluluğumu söndürmesi, bizi birer hiç yapması mümkün müdür?
Tanrı varsa, ben ölümsüzüm!