Gönderi

»Değer» kavramından anladığımız değişik birimlere ya da davranış kalıplarına verdiğimiz nisbî kıymetin tanımıdır. Değerler toplumsal kültürün bir parçasını meydana getirirler. Kültür ise kişinin, toplumun bir üyesi olarak edindiği bilgiyi, inancı, değerleri, sanatı, ahlâk anlayışını, örf ve âdetleri, yasaları İçeren karmaşık bir bütündür. Bu anlamda kişi kendine özgü yaşama koşullarını kaynaşmış bulunduğu toplumun kültür kalıplarına dayanarak sağlamaktadır. Ve gene bu anlamda kişilik, kültür yapısının bireysel bir İfadesi, kültür ise kişiliğin kollektif İfadesi olmaktadır. Din ise sosyolojik anlamda kişinin kültürünün bir parçası ve önemli bir sosyal kurum olarak grubun ortak malıdır. Böyle bir gruba doğan çocuk, grubun dinsel değer ve inançlarını kabul eder ve benimser. Böylece doğduğu grubun doğru ve yanlış olarak tanımladıkları -şeyleri öğrenir, neyin İyi, neyin kötü ve neyin yapılmayıp neyin yapılması gerektiğini anlar. Bunları yapmadığı ya da benimsemediği takdirde de o grubun üyesi olamıyacaktır. Böylece dinsel değerlerin bütün bir toplum İçin uyuşumcu, kaynaştırıcı ve düzenleyici bir rolü bulunmaktadır. Dinsel değerlerin, toplumun diğer değer sistemleri ile açık bir çelişkiye düşmediği bir ortamda, toplumsal yaşantıya anlam kazandırarak ve ne yapılması gerektiğine alt direktifler vererek kişinin davranışı ve vaziyet alışı üzerinde büyük etki sahibi olduğu kuşkusuz acıktır. Bu arada şu da belirtilmelidir ki dinlerin, toplum üzerlerindeki etkisi yalnızca soyut bir günah kavramı ve bu günahın getireceği uh-revi cezanın korkusu değildir. Toplumdaki utanç duygusuna hitap ederek denetimlerini daha etkili bir şekilde yapan dinler sorunları yer yüzüne indirebildikleri için kişi davranışları üzerinde daha da etkili olabilmektedir.
·
31 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.