Frederic neden başaramadı, çünkü tüm şehvani ya da ikbal hırslarına rağmen bunların onda iğreti durmasına yol açan bir saflığı vardı. Bu "erdem" veya kişiliğinin gelgitleri onu, bir noktada, azimli veya tutarlı hareket etmekten menediyordu. Zaten öyle olmasaydı kuşağının bir temsilcisi olamazdı, -48 kuşağı da tüm geçici parlak zaferlere rağmen büyük bir hayal kırıklığıyla yenilgiye uğradı- kuşağının bir temsilcisi olamasaydı da bu roman, tarihin en iyi romanlardan biri olamazdı. Çok iyi hatırlamamakla birlikte Frederic'in, Kırmızı ve Siyah romanındaki Sorel'i anımsattığını söyleyebilirim. Orada da Sorel çağının ve kuşağının tanığıydı.
Romanın başından itibaren en radikal devrimci rolündeki Senecal'in, en sonunda 3.Napolyon'un polisi olup Dussardier'i vurduğu sahne, Flaubert'in niyetinden bağımsız, çok çarpıcıydı.