Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sebebin şartları tamam olunca müsebbeb, sebebi tâkip eder. Bütün bunlar, doktorun ve ilacın tesiri değil, sebepleri yaratan Allah'ın tedbiri iledir. O'nun hikmetinin hükmü ve kudretinin kemâli ile meydana gelirler. Tabibe ve devâya değil, bunlara bu imkânları bahşeden Allah'a güvenerek ilaçları kullanmak, tevek küle münâfi değildir. Rivâyete göre Mûsâ aleyhisselâm Allahu Teâlâ'ya: "Ya Rab, dert ve derman kimdendir?" diye sorar. Allahu Teâlâ: -"Bendendir." buyurur. Mûsâ aleyhisselâm: -"O halde doktorlar ne yaparlar?" deyince Allahu Teâlâ: -"Paranızı alır gönüllerinizi hoş ederler. Tâ ki benim hükmüm gelinceye kadar. Benim hükmüm ya iyi olmanız yâhut da ölmenizdir." buyurdu. Demek ki tedâvi ile beraber tevekkülün mânasi, celb-i menfaat ve def-i mazarrat bölümünde anlatıldığı gibi, ilim ve hâl ile tevekkülden ibârettir. Yoksa baştan tedâviyi terk etmek, tevekkülde şart değildir.
Sayfa 866Kitabı okudu
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.