Gönderi

Cihada Düşkünlüğü ve Cihadla İlgili Görüşleri
Ebû Eyyûb'un, ilerlemiş yaşına rağmen cihad meydanlarına koşmasında aşağıda nakledeceğimiz olayın rolünün olduğunu düşünüyoruz. Şöyle ki: Eslem b. Ebû İmrân rivâyet etmiştir ki: Ukbe b. Âmir, Mısırlıların; Fudâle b. Ubeyd de, Şamlıların başında olduğu halde İstanbul kuşatmasında bulunuyorduk. Derken Müslümanlardan bir mücahid, gözü pek bir şekilde düşman saflarına daldı. Durumu gören mücahidler, “Sübhânallâh! Adam göz göre göre kendini tehlikeye attı." deyip Bakara 2/195 ayetini okuyarak bu durumun doğru bir hareket olmadığını ima ettiler. Onların bu sözlerine karşılık Ebû Eyyûb şu açıklamada bulundu: “Ey Müslümanlar! Sizler bu ayeti böyle yorumlayarak hata ediyorsunuz. Oysa bu ayet-i kerîme, biz Medîneli ensâr hakkında inmiştir. Allah Teâlâ (cc), İslâm'ı düşmanlarına üstün kılmış, dinine yardım edecekler de çoğalmıştı. Bunun üzerine aramızdan bazıları kendi kendilerine, "Mallarımız bakımsız kaldı, zarara uğradık. Şimdi ise Allah dinini aziz kıldı ve taraftarlarını çoğalttı. Bundan böyle bizler mallarımızın başına dönsek de onlarla ilgilensek" demişlerdi. Bunun üzerine Allah Teâlâ, Peygamberine "Allah yolunda infak etmek suretiyle kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız" ayetini indirerek, bizim cihaddan uzak kalma düşüncemizin yanlış olduğunu ifade etti. Bu ayet ile bize asıl tehlikenin mal-mülkle uğraşmak üzere cihaddan geri kalmak olduğu hatırlatılıyor, cihadın önemine işaret olunuyordu. Ebû Eyyûb işte bu mülahazalarla son nefesini verinceye kadar savaş meydanlarında bulunmaya gayret sarfetmiş ve nihayet bir sefer esnasında, hem de İslâm ordusunun, o gün ulaşabildiği en uç noktada, İstanbul surları önünde vefât ederek kılıç şakırtıları, at naraları, Allahuekber sadâları arasında defnolunmuştur.
Sayfa 125Kitabı okudu
·
145 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.