Bütün hayatımca cezalıydım: durmadan bir kafesin içinde dolaştım. Gittiğim her yere, üstü kapalı, demir parmaklıklı bu kafesi taşıdım. Bütün dünyayı parmaklıkların arkasından seyrettim. Sizinle aramızda bulunan bu demir parmaklıkların varlığını her an duydum.