Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

bu işi kırk yılı aşkın bir zamandır yapıyorum. ilk defa böyle bir çocukla çalışıyorum. biraz garip bir çocuk. nasıl söylemeli, farklı yani. altından girdi, üstünden çıktı, işi kaptı. ne yalan söyleyeyim, onu işe almayı hiç düşünmüyordum. tahsilli bir çocuk da üstelik. üniversite bitirmiş. "git iyi bir iş bul, bu iş senin dengin değil" dedim, anlatamadım bir türlü. tutturdu da tutturdu. en sonunda mecbur kaldım, tamam dedim. hoş bir delikanlı. kimseye bir zararı yok. arkadaşı bir hanım kız geldi yanıma. rica etti, idare et diye. hikâyesini anlattı. yazık çok şeyler yaşamış. hastanelerde yatmış. ezik bir çocuk, çok çekmiş. işi çabuk öğreniyor. becerikli, ne dersem yapıyor. yalnız bir huyunu fark ettim. o da tesadüfen. bir anlam veremedim ama o hanım kız biraz bahsedince anladım. görmezden gelmeye başladım. acıyor insan, ne yapayım... bu çocuk her kafesin bir tahta çubuğunu o kadar gevşek bırakıyor ki, hafif zorlasan ya da biraz zaman geçse kendiliğinden yerinden düşecekmiş gibi duruyor. yani kuşun kanadı, gövdesi biraz hızlı çarpsa tahta düşecek. böylece kuşun çıkabileceği bir aralık oluşacak kafesin içinde. başlangıçta aklım almadı. herhalde yanlışlıkla böyle oldu dedim. sonra baktım bir, iki derken fırsat bulabildiği her kafese aynı şeyi yapıyor. sinirlendim önce. işten atmaya bile niyetlendim. sonra o hanım kız bir gün geldiğinde durumu ona da anlattım. "bak kızım durum aynen anlattığım gibi. ne yapayım ben şimdi?" "idare et amca, lütfen. en fazla elden geçirirsin bir defa daha. baktın olmadı, bana sat bozuk kafesi." "yahu yapılmayacak bir şey değil ama. insan sinirleniyor biraz da." "amcacığım bak, buna ihtiyacı var. sorun olursa ben karşılarım diyorum." "niye yapıyor böyle, bu deli oğlan?" "kuşların kaçabilecekleri bir aralık olsun diye. tıpkı kendi hayatındaki gibi. her kafesten kurtulabilmenin bir yolu olsun diye."
Sayfa 123Kitabı okudu
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.