Baba kelimesini bile andığımda, yüreğimin en gizli dehlizlerinden bir feryat yükselir. " Hani babam, neredesin ? Bana söz vermiştin, beni tek başıma yapayalnız bırakmayacaktın, şu fani dünyada! " derim. O benim sığındığım tek limandı.
"Herkes evlat sahibi olabilir ama herkes ebeveyn olamaz! " derler ya, işte benim babam o ender bulunan sınıftandı. Benim babam hem düşünceleri, hem de eylemleriyle her daim yenilikçi ve yapıcıydı. Babamı anlatmaya kalksam, layıkıyla anlatamam ki...
Bilirim ki kelimelerim yetersiz, cümlelerim eksik kalacak.
Ama bir de evlat sahibi olup, baba olmayı bile beceremeyen şahıslar var ki, onları Allah'a havale ediyorum. Evlatlarımız bize Rabbimizin bir hediyesi. Ne mutlu evladına doğuştan hak ettiği ilgi ve alakayı gösteren ebeveynlere...
Ve yazıklar olsun! Dünyaya gelmesine vesile olduğu halde,evladını bir çöp gibi, sokağa atan ebeveynlere...
Ah! Seyit Bey. Can evimden vurdunuz beni. Anılara gark ettiniz. Ama bilmelisiniz ki, erkek evlatları da babalarını sever. Babalarının tüm sevgisizliğine rağmen! Tabii ki bunda babanın rolü çok önemlidir. Baba evladını önemsediğini hissettirmez ise, evlat ne yapsın! Evladın suçu ne? Ama kız çocukları fıtratları gereği, daha bir bağışlayıcı ve affedici. Hal böyle olunca da kız çocukları, daha sahiplenici bir tutum sergilemektedirler.
kaleminize ve yüreğinize sağlık. Sevgiyle kalın...