Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

O, Allah Resûlü’nden (sas) sonra hilafet makamına Müslümanlar tarafından geçirilince, ailesini geçindirmek için oturduğu yer olan Sunh mevkiinde bazı ailelerin koyunlarını sağar, sütlerini değerlendirir ve bunun karşılığında aldığı para ile ailesini geçindirirdi. Altı ay kadar süren bu sürecin arkasından Hz. Ömer, onu uyararak devlet işlerine yoğunlaşmasını istedi. Hz. Ebû Bekir: “Peki, öyleyse ailemi nasıl geçindireyim?” dediğinde, Hz. Ömer, Sahâbe ile istişare ederek, halifeye bir maaş tahsis etti. O günlerde Hz. Ebû Bekr’in ailesi, iki hanım, bir veya iki hizmetli ve iki çocuktan oluşuyordu. Çocuklardan biri her ne kadar büyük olup baba ocağından bağımsız ise de, Arap âdetinde, yiyip içmesi babasının üzerinde olduğundan, ailesi toplam altı ya da yedi kişiydi. Böyle bir aileye bağlanan maaş, o gün için Medine’de en alt seviyede olan bir ailenin geçim standardına uygun bir şekilde 102 dört bin dirheme yakındı.103 Onun aldığı bu maaşı nasıl harcadığı ve geriye nasıl bir miras bıraktığını, son anlarına şahit olan Enes b. Malik şöyle naklediyor: “Onun yanında ne dinar ne de dirhem vardı. Sadece bir hizmetçi, süt veren sağımlık bir deve ve bir de içine süt sağılan bir kap! Bunların kendisine gönderildiğini gören Hz.Ömer şöyle dedi: Allah Ebû Bekir’e rahmet eylesin! Kendinden sonrakini zora soktu/yapılması çok güç bir hatıra bıraktı!” 104 İşte Hz. Ebû Bekir, böyle bir hayatın sahibi idi.
·
738 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.