İman etmek,teslim olmak, tevekkül etmek, marifeti kazanmak ve muhabbetullaha ulaşmak... İnsan iman ettiği ve ibadet ettiği Rabbini tanımaz mı? Eğer gaflet içinde geleneksel imanla yoluna devam ediyorsa tabiki tanımaz. İman' ın şartlarını tek tek sayar ama "iman ettim" dediği Rabbini, peygamberini, kitabını sadece kulaktan dolma bilgilerle tanıdığını zanneder.Ahiret hayatını " öteki dünya" namıyla bilir.Namazını sadece mükellefiyet bilinciyle kılar yada ihtiyarların manevi ihtiyacıymış gibi anlamlandırır. Risale-i Nur, esmalarıyla bizlere Rabb'imizi tanıttıran muhteşem bir külliyat. İman hakikatleri delilleriyle açıklayıp, insanı aklen- kalben ikna eden ve mutmain kılan bir eser. Kur'an'ı Hâkim'i bu asrın ihtiyaçlarına cevap vererek,en güzel biçimde açıklayan manevi bir tefsir. İman hakikatlerini, verdiği temsillerle ve hikayelerle akla yaklaştırarak Allah'ın varlığını, Peygamberimiz' in son peygamber olduğunu ve Kur'an- Kerim'in hak kitap olduğunu itirazları susturan delilerle ispatlıyor.Ahirete iman,meleklere iman gibi gaybi konulardaki şüpheleri yok ediyor.İman hizmetinin ehemmiyetini izahlarla açıklıyor. Risale-i Nur okumaya başlayınca yaşadığım hadislere iman gözlüğüyle bakmaya başladım.Kainattaki her şeyi farklı farklı mânâlarla yeniden ve daha güzel bir şekilde anlamlandırıyorum artık.Namaz kılmak ve ibadet etmekteki mükellefiyet bilinci manevi huzura dönüştü. Asrımızın en önemli meselesi olan (imani soruları) yanıtlayabiliyorum.Tekrar tekrar okunması gerektiğine inandığım, tefekkür dünyamızı genişleten ve imanımızı tasdiki iman derecesine çıkarmaya vesile olacan bu eserde emeği geçenlerden Rabbim ebeden razı olsun...

Risale-i NurBediüzzaman Said Nursî · RNK Neşriyat · 0541 okunma

·

124 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşe DENİZ