Kırk ile başlayan bir yaştaydı ve bu yaşa geldiğini hiç zannetmiyordu. Öyle olurdu zaten; geçmiş olan seneler gün gibi, gelecek olan günler sene gibi hissettirirdi kendini insana.
Zaman sinsiydi, hem de çok.
Kırk yaşından sonra başınıza gelecekler;
✔️ Daha çok ölüm haberleri alıcaksınız, senede tanıdığınız bir yada iki kişi vefat ediyorsa, artık bu sayı beşe altıya çıkacak.
✔️ Konuşmaktan ziyade, dinlemenin yararına inanmaya başlayacaksınız.
✔️ Öncelikleriniz bariz bir şekilde değişecek.
✔️ İnsan ilişkilerinde yetkinliğiniz artarken, verimsiz sohbetlere tahammülünüz azalacak.
✔️ Zevkleriniz değişmeye başlayacak... Okumaktan keyif aldığınız kitaplar, sevdiğiniz filmler, müzikler... Hissedilir derecede farklılık gösterecek.
✔️ Zamanın sizin için aldığı kararlar bilincinizin süzgecinden geçmeye başlayacak... Yani onu bilinçli kullanmaya başlayacaksınız.
✔️ Uykusuzluğa eskisi kadar dayanamayacaksınız.
✔️ Hayatınızın geri kalanında birlikte yaşayacağınız bir takım ağrılarla tanışacaksınız, hafif, sürekli ve yorgunlukla artan.
✔️ Sessizliğin iyileştiriciliğini farkedeceksiniz, daha az düşünceyle yaşamanın konforunu tadacaksınız.
✔️ Kendinizi daha çok sevecek, size kalan sevgilere sıkıca tutunacaksınız...
✔️ Yeni dostlar edinme konusunda hevessiz, eski dostlarla güçlenen bağlarınızdan memnun olacaksınız...
✔️ Kederinizin ve sevincinizin düzeyi hissedilir derecede azalacak ama az oluşunun verdiği huzuru ve derinliği sonuna kadar hissedeceksiniz...
✔️ Az insan, az meşguliyet, az etkileşim, az yaşam... İçtenlik, yaşaran gözler, kokuyu, tadı ve rüzgarı daha çok hissetmenin güzelliği...
Bundan sonra böyle... :)