Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

226 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
“İşte buzul çağının virüsü olmaya çoktan razıyım.”
“Ölümlülüğe sevinmek yalanı, ölümsüzlüğe vurgunluk aldanışı yanında daha mı yiğitçe, sağlam, düz, gerçeğe en yakın gerçek?” (syf 81) Vüs'at O. Bener ( 01 Ocak 1922, Samsun - 01 Haziran 2005, Ankara) Türk edebiyatında Postmodern türünün temcilcilerinden biri sayılır. Buzul Çağının Virüsü (1984), Bay Muannit Sahtegi'nin Notları (1991) ' dan sonra roman türündeki eseridir. Esere gelince.. 217 sayfalık bir roman.. Numaralandırılmamış 73 bölümden oluşmuş bir eser.. Eserin bütününde olduğu gibi bölümlerde de giriş, gelişme ve sonuç şeklinde beklenilen biçimsellik bu eser için söz konusu değildir. Olaylar birbirini takip eden zincirler şeklinde yazılmamıştır. Kapalı bir dile sahiptir. Bilinç akışı tekniği ve monolog şeklinde anlatıcı tarafından ilerler. Yazarın dil oyunlarındaki ustalığı, farklı cümle yapısı okumayı duraksatır. Romanın akıcılığını etkiler. Neden-sonuç ilişkisi arayan okuyucu bu kurmacayı eserde bulamaz. Tüm bunlara rağmen okuyucu roman kahramanın diline kulak verir, onu anlamaya çalışır. Eser okuyusuna zor ama bir o kadar keyifli bir okuma vaat eder. Bölümler arasında organik ilişki arayan okuyucunun yakalabildiği bağ son bölümünde oldukça zayıflar. Eserin bütününe baktığımızda yine de huzursuz bir tat alırız. Eserin içeriğine gelince.. Osman Yaylagülü (Nijad) Şükûfe Alp (Viola) Doktor Doğan Alp(Prens Mişkin) Faik Deniz Savcı Kemal Yurdakul Bir yandan dönemin siyasi olayları, bir yandan Osman ın Faik Deniz ve Savcı Kemal ile ilişkilileri ve diğer yandan Osman ile Şükûfe nin yasak ilişkisi.. Esere imza atan olaylardan en önemlisi Faik Deniz in arkasında bir mektup bırakarak intihar etmesi.. Bu intiharın sonucunda Osman ın varoluşunu, yaşam ve ölümü sorgulaması.. Yaşamla ölüm arasında yani kendisi ile Faik arasında bir yer yerde takılı kalması.. Kendisi hayatı seçerken Faik in ölümü seçmesi... Osman ile Şükûfe arasındaki yasak ilişkinin tanığı ve aynı zamanda Osman ın yakın arkadaşı olan Faik Deniz de umutsuzca Şükûfe ye aşıktır. Kendisine ilişkide tutunacak dal bulamaz. Ardında bir mektup bırakarak belki de Osman dan öç almak niyeti ile intihar eder. Mektup “Osman agam, Saat sıfır sonrası üç. Sen adını sevmezsin. Oysa ne şuh, kıpırdaktır türküsü: ‘Sabahlara dayanamam Osman agam.’ Kaçamadın sanırım, dönemediğine göre. Başlamaktır önemli olan, ölüme yahut hayata. Şerefinize, saadetinize sıkacağım şu gücünden habersiz zavallı kurşunu tufeyli kalbime. Kadere kırk beş. Sanmam ya, sağ kalırsam, bu kere müthiş dayanacağım. Büyük servetim Telefunken marka radyomla kitaplarımı sana bırakıyorum. ‘Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar’ halk deyimi o kadar da geçerli değil. Canın çok yanacak biliyorum, ama değmez mi? Uzattım hoşgör. Elim titremeyecek. Hedef tam on ikiden vurulmalı, atış talimleri bir işe yaramalı. F.D. Hamiş: 1) Bilerek türkü dedim. Onuru, mutluluğu, dalkavuk yüreğimi sevmedim. 2) Daha ilk piyon sürüldüğünde, sonucu kestirebildiği için pes eden, pata kalmaktan hoşlanmayan usta satranççılara saygılar. Osman ın varoluşunu sancılarından bir alıntı.. *Tersyüz edilmişimdir aynada … Arka, yan duvarlara birer içbükey ayna daha koyduracağım. Böylelikle sayısal yönden değil sadece, biçimsel, dolayısıyla tinsel başkalaşım açısından da artı sonsuz çoğalacağım. Nasıl değerlendiriyorsunuz buluşumu , (syf.45) *Deniz bile ölür.. “Denizdi bakan sabaha, yorgun, ağır, derin, kırışık, eskimesiz, çoğalmayan ve çoğaltmayan. O bile ölürdü ha? Sokuldum ısıyı oluşturan, dokunan, dokunabilmeyi bilmez ellerine. ‘Acımasız olma bunca.’ İşte, buzul çağının virüsü olmaya çoktan razıyım. Ya da ölüm mantıksa, o bile ölürse, biz neden yaşayalım? O bile ölüm öncesi ölüm bilincindeyse.. Ölüm öncesi ölüm bilinci kanıtlanamamış daha. Değişimsiz birkaç milyar yılı aşıp geldiği söylenen, kendi kendinin yaratığı kutsandı! Virüs, virüsleşebilirdi. Hiç değilse virüsleşebilme bilinciyle ölür ölür dirilirdi. Korku evrenini nasıl küçültüyorum, görünmez kılıyorum içimde! Genişlemesi durdurulamayan çevren: Umut. Yaratmamış, yaratılmamışlık gibi. İşte böylesi bir yoruma sarıldım birdenbire. O nasıl dalkavuk sevinciydi, ölümlü olduğuna inanarak katlanmak yalanı. Razı olmak gönlübol görünümünde salt yokluğa kafa tutmak, başka türlü daha kötü dürüstlük seçeneği değil mi? Doğaya, yenilenmeye tapınma. Ah, canım söylesene, ben nasıl dayanırım? Hay patla! Ödündür bu sanrı, küsküçül, apaşağılan. Virüs kuramına tutunmak da, beter bir ödünle bütünleşmektir. Ödünün kendisi ne ki, beteri olsun. Oyunbozan. ‘Sensin sebep berbadıma.’ Yaşama uğruna virüsleşmeyi göze almak! Sevmiyorsun karalıklarımı. Allah belamı versin ben de sevmiyorum! Ama ne yapayım, ne yapalım? Kim dedi sana, okla yay gereçlerini aracılıktan çıkarabileceğine inanmaya çabalayan bu ahmağı dağla, öldürt kendini. İyi ki varım mı? Ne igrek çocuksun. Bula bula.. Koy antika şamdanlarının arasına, bakalım bulabiliyor musun tek müşteri kendinden başka.” *Ama ne diyormuş Pavese: ‘Topraksın, ölümsün sen, mevsimin karanlık, sessizlik senin. Yaşayan hiçbir şey ağaran güne daha uzak olamaz senden.’ *** ’Neden, birçok kez neden, ‘ödünsüzlükte’, ‘yoklukta’, ‘yokluk öncesinde’yim sararmışlığı, anlat bana. Nasıl bir yansımasın sen? Ya da yanılsama mısın? Niçin oyunun içindesin de, oyunla oyunlaşmıyorsun? Sıcaklığını neden bu kadar eriyik duymak? Anlat.. kendi ellerindir tuttuğun de. Biz birbirimizi birbirimize vermedik de. Biz deme.. ben eşit ben de. Belki daha iyi gelir. Of, bu sözcüklerin çekirdeğini parçalayamamak, bekletilmek gerginliklerde, cimriliğini geviş getirmek. Yetmez dokunmak, hele dibe çekilmeye razı olma sakın. Avuntumu taşlaştır. ‘Titrek mum ışığını söndürememek’ çelişkiler salıncağında salla beni.. bakarsın, uyurum, uykusuzluklarda...” Okuma, anlama ve çözümleme deneyimi bakımından gerçekten zor bir eser Buzul Çağın Vürüsü.. Okuyucu “Şimdi ne olacak?” sorusu yerine “Şimdi ne oldu?” sorusunu sorar kendine hep ... Ve Eserde hem Türk edebiyatından hem de dünya edebiyatından seçkin yazarlar ve şairlerin eserleri, dizeleri yer yer okuyucuya hitap eder duygu ve anlam bakımından okuyucuyu etkiler. #169557026 #169481772 #169486850 . *** Zamanın boyutsuzluğunu, geriye ya da ileriye işlemezliğini ileri sürüyor, tüm akılcı ya da duygusal seçimlerin yinelenmekten ibaret kalacağını savlıyordu filozof. Nereye varılacak? Varılamayacak bir yere, demiştim ben de. Yeniden, ta baştan başlansa da, kendi istencimizle yaşayamayacağımızı ben de iyice biliyorum. syf. 9 *** ... gözlerim ne diyor biliyor musun? Öl de öleyim. Bakışabiliyoruz: Doğru. Ölüm sürmeli; ama zaman büyüteci altında kendini eleveren aşırı, yapma mutsuzluğa yer yok artık, gerçek yıkımlarını bile gölgeleme, gülmeceye dönüştürme becerileri edindi soluk fotoğraf, kalp duyarlılık, kıl akıllılık görüntüleri sergilememeyi de öğrenmiştir umarım. Bırakıp gitti beni, bilemeyeceği, kestiremeyeceği geleceklere. Yapısal olarak giriş, gelişme, sonuç biçimde ilerlemeyen, çözümlemenin yarım kaldığı ya da oldukça zor olduğu ve çetrefilli dilin okumayı duraksattığı; anlamın ya da anlamanın böyle bir zorlukla ilerlediği çok katmanlı eseri oldukça beğenerek okudum. Bu tarz eser okumaktan yana tercih kullanmak isteyenlere tavsiye ederim. O.Vusat Bener kıymeti az bilinen yazar bana göre.. En az Oğuz Atay kadar ilgiyi hak ediyor. Tutunamayanlar ' ın ilk taslağını O. Vüsat Bener' in gördüğünü ve Buzul Çağın Vürüsü ' nün de Oğuz Atay'a ithafen yazıldığını belirterek noktayı koyuyorum. ‘Sema’ya masal anlatmak sandığım kadar kolay değilmiş. Bunca şaklabanlık, lafebeliği boşa gitti. Siz sağ olun.’ V.O.B. OĞUZ ATAY’ın anısına *Başlamaktır önemli olan, ölüme yahut hayata. *Dağıldım gene. Özetlenebilecek gibi değil. İyi okumalar dilerim. ".. Allı pullu bir yemeni göndersene bana. Bende dursun. Gerekirse silerim gözyaşımı.” .
Buzul Çağının Virüsü
Buzul Çağının VirüsüVüs'at O. Bener · Yapı Kredi Yayınları · 2017346 okunma
··
3.884 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Barış okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık..
Sevgican okurunun profil resmi
Aslında çok daha iyi bir incelemeyi hak eden bir eser. https://1000kitap.com/yazar/vusat-o-bener de daha fazla okuyucuya ulaşması gereken edebiyatımızın önemli yazarlarından.. En azından edebiyat severler öyküleri ile bir başlangıç yapabilirler ve yazar ile tanışırlar. Teşekkür ederim. https://1000kitap.com/Fastbreak
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.