Tarihte Türklük
Tarihte Türk kavramı karşımıza ilk defa Göktürk çağında karşımıza çıkıyor. Bu tarihten sonra hiçbir devlet Türk adını kullanmıyor ve Türkiye Cumhuriyeti kurulana kadar süreç böyle devam ediyor. Atatürk çok derin bir tarih bilgisine sahip olan bir Başbuğ idi. Bu bilginin ışında dağılmakta olan ulusu bir araya getiren Göktürk Devleti’ni örnek alarak ulusal Türk adıyla Türkiye Cumhuriyetini kurdu. Türkler içerisinde sayısız boy barındıran bir ulus olarak Göktürkler çağında birleşmişti Oğuzlar, Uygurlar, Kırgızlar, Türkeşler gibi birçok boy bir araya geldi ve Türk adını aldılar. İşte Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması ile bu ad devlet için yeniden doğmuş oldu çünkü bir çok topluluk artık Türk adıyla birleşecek ve ulusal kimlik oluşacaktı. Aramızda Boşnak, Arnavut, Pomak, Laz, Tatar, Çerkes olup Türk olduğunu söyleyen bir çok vatandaş bu ulusal kimlikle bütünleşmiş bir ağacın dalları haline gelmiştir, tıpkı geçmişte Kırgızlar ve diğerlerinin olduğu gibi. Bazı dallar kırılsa da bu ağaç yaşamaya devam etmiştir. İşte böyle büyük işler başarmış Atalara Türkler Başbuğ derlerdi. Başbuğ terimi mitolojik köken itibari ile ulus zor duruma düştüğünde onu kurtaran kişiye verilirdi ve totem karşılığı yüzyılda bir gelen mavi yeleli Gökbörü yani Gökkurt idi. Atatürk bu bakımdan hem Türk milletini içinde bulunduğu durumdan kurtarmış olduğu ve ordusunun da önderi olduğu için Başbuğ ve Gökbörüdür. Bu terimler sıradan kişiler için asla kullanılamaz. Etrafına 5-10 kişi almış kimseler kendisine Başbuğ dedirtse de tarih nezdinde bunun ağırlığı yoktur. Örneğin Osmanlı’nın Timur’la yapılan Ankara Savaşı’ndan sonra Fetret devrinden çıkmasında öncü olmuş ve devleti yeniden kurmuş olan Mehmed Çelebi bir Başbuğdur. Türk ordularının komutanı Maotun dediğimiz Mete Han ve İran’ı yok eden Tomris Hatun aynı şekilde Başbuğ sıfatı ile anılabilir. Bozkurt hem mitolojik olarak hem de yaşayış ve savaş tarzı olarak Türklere arkaik zamandan beri öncülük etmiştir. Efsanelere göre Çinliler Türklerin kurttan türediğine inanırlardı. Çünkü onlar gibi savaşır, onlar gibi yasarlardı ve kurt başlı bayrak taşırlardı. Bu erken dönemlerden beri kurt Türklerin daima yol gösterici olmuş ve yok olan milleti Ergenekon’dan çıkaran ulusal sembolik hayvan haline gelmiştir. İşte o devreden beri Türkler Bozkurt işareti yaparlar ve bunu uluslarının göstergesi olarak kullanırlar. Bu işaret belli bir zümre, parti, oluşum ve topluluk tarafından asla benimsenemez ve Türk ulusunun tarihi sembolü olarak yaşar. Tüm bu gerçekler göz önünde tutulduğunda Türk milleti büyümeye ve serpilmeye açık bir ulus haline gelmiştir. Bu Batılı kafatasçı ırkçılıktan tamamen farklıdır ve bu anlayış Türk tabiatına aykırıdır. Bugün Adalar denizinden Çin sınırına kadar aynı duyguları yaşayan birbirinden tamamen farklı simalara sahip insan topluluğu bunun en büyük göstergesidir. O halde, bu sözün altını tekrar doldurayım ve söyleyeyim:
“Ne mutlu Türk’üm diyene.”
Mustafa Kemal Atatürk
·
604 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.