Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

147 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz!
“Kitap sevgisi diye bir sevgi vardır sanırım. Ana sevgisi, kardeş sevgisi, yâr sevgisi gibi bir sevgi. Bu sevgi insanın içinde doğuştan mıdır? Yoksa sonradan mı uyanır? Bunu bilmiyorum” (s.42). Gerçekten de kitap sevgisi diye bir sevginin olduğuna inanıyorum. Ancak bu sevginin doğuştan getirilen bir özellik değil, sonradan aile, arkadaş ve okul çevresinde kazanıldığını düşünüyorum. Bunu ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel açıdan gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkelerin kitap okuma oranlarından da görmek mümkün. O nedenle kültürel olarak ayakta kalabilmek ve dünya toplumlarıyla rekabet edebilmek için bu sevginin toplumumuzda çocukluktan itibaren adım adım uyandırılması ve kazandırılması gerekiyor. Peki bu sevgi bir topluma nasıl kazandırılabilir? • • • Doğrusu bu konuyu
Fakir Baykurt
Fakir Baykurt
’un yaşanmış bir hikâyeden hareketle kaleme aldığı “
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli Kütüphaneci
” kitabını okuyana kadar öyle enine boyuna düşünmemiş ve de kafa yormamıştım. Kitabı bitirdiğim halde hâlâ bu konuyu düşünüyorum. Kitabın hikâyesi mübadele yıllarında Ürgüp’ten Yunanistan’a göç eden büyükanne ve büyükbabasının izini sürmek ve bu güzel yerleri gezmek isteyen Dimitrios Katsikas’ın bu şehre gelmesiyle başlıyor. Katsikas’ın Mustafa Güzelgöz, namı diğer Eşekli Kütüphaneciyle tanışmasıyla da devam ediyor. Hikâyenin bu aşamasından sonra Mustafa Güzelgöz anlatıyor, Katsikas onun bu ilham verici hikâyesini bir yandan dinliyor bir yandan da not alıyor. • • • Mustafa Güzelgöz, 1950’li yıllarda Ürgüp’teki kütüphanenin bir memuru olarak “Madem yurttaşlar kitaplığa gelmiyor, ben yurttaşlara gitmeliyim, ne yapıp edip kitapların okunmasını sağlamalıyım” diyerek yollara düşüyor. Kuş uçmaz, kervan geçmez, doğru düzgün yolu dahi olmayan otuzdan fazla köyün halkına eşeklerle kitap taşıyor. Bununla yetinmiyor, köylerde kullanılmayan halk odalarını kitaplığa dönüştürüyor. Kadınları da buralara çekebilmek ve kitaplarla tanıştırabilmek için dikiş makineleri getirtiyor. Köylülerin ekonomik düzeylerini yükseltebilmek için kooperatiflerin kurulmasına ön ayak oluyor. • • • Beyim, “Bizim yolumuz, köprümüz, çeşmemiz yok; kitaplığı ne yapacağız?” diyen bir köyün muhtarına, “Eğer kitaplığınız olursa, yolunuz, çeşmeniz, köprünüz de olur” (s.47) şeklinde cevap veriyor. Çünkü o, akıl uyanmayınca kafanın çalışmayacağını, kafa çalışmayınca da paranın kazanılamayacağını, aklı uyandıranın da kitap ve kitaplık olduğunu düşünüyor. Nitekim onun bu gayretleri meyvelerini veriyor. Gösterdiği çabalar sayesinde sayısız çocuk, genç ve kadın kitaplarla tanışarak yaşamlarına yeni anlamlar katıyor. Kitap sevgisini aşılama uğruna gösterdiği bu gayretler ülkemizin dört bir yanında yankı buluyor. Öyle ki bu yankı sınırları aşarak yurtdışına taşıyor. Mustafa Güzelgöz, yurtiçi ve yurtdışında sayısız ödülle ödüllendiriliyor.¹ • • • Mustafa Güzelgöz’ün bu harika hikâyesini okurken gerçekten çok duygulanıyorsunuz. Kitabı sevmenin ve sevdirmenin ne demek olduğunu bütün kalbinizde hissediyorsunuz. Ama tüm bunların yanında ülkemizin kitap okuma alışkanlığında dünyada 86. sırada olduğunu, kitabın insanımızın ihtiyaç listesinde 235. sırada yer aldığını; günde 6 saat televizyon izleyen insanımızın 3 saat internete girerken, kitap okumaya sadece 1 dakikasını ayırdığını öğrendiğinizde ise canınız sıkılıyor ve ruhunuz daralıyor.² Bunun neden böyle olduğunu ise kitabın sonunda yine Mustafa Güzelgöz’ün heyecan verici ve dramatik hikâyesinin satır aralarından öğreniyorsunuz. • • • Hasta yatağında yaşamının son anına kadar bu kitabıyla ilgili notlar alan Fakir Baykurt, yalnızca Mustafa Güzelgöz’ün hikâyesini yazarak değil, kendi yaşamıyla da kitap sevgisinin ne olduğunu bizlere gösteriyor. O dönem toplumumuzda yaşanan ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel sorunların nedenlerini bir bir ortaya koyuyor. Dimitrios Katsikas, Mustafa Güzelgöz ve Türk müziği sanatçısı Refik Başaran’ın hikâyeleri üzerinden de bu sorunların nasıl aşılabileceğinin ipuçlarını veriyor. “Barış, sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların/Sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın/Barış bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir” (s.116) sözlerinde de olduğu gibi şiir ve türkülerin, önyargıları ortadan kaldırıp insan ve toplumların arasında nasıl gönül köprüleri kurabileceğinin örneklerini sunuyor. • • • Bu itibarla günümüzde de yaşadığımız birçok sorunun çözümüne ışık tutan; sevgiyi, azmi, cesareti, paylaşmayı, barışı ve kardeşliği tüm yönleriyle hissettiren; Anadolu insanının tarihi, sosyolojik ve psikolojik resmini çeken; oturduğunuzda bir nefeste okunabilen bu güzel eseri yediden yetmişe tüm okurlara içtenlikle tavsiye ederim.  “Cahilliği ancak okumakla yenebiliriz. Karanlığı okumak öğrenmekle, kafayı ışıklandırmakla yenebiliriz” (s.40) sözünü merak eden okurlara….   Keyifli okumalar dilerim!  .......................................... ¹bknz. youtu.be/imwMfcWm-Qc. ²bknz. milliyet.com.tr/amp/yazarlar/gu....
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 20109,5bin okunma
··
6,3bin görüntüleme
Lα̂lin okurunun profil resmi
Bazı şeyler vardır ki, yürekten kopar gelir.. Tüm incelemeleriniz ayrı kıymetli ama bazıları var ki, seller gibi katıp önüne götürüyor. Kitapla ilgili içinizde yaşadığınız coşkunluk bizede sirayet etti emin olabilirsiniz. Yüreğinize sağlık.. 👏🧿
nalkan okurunun profil resmi
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.🙏 Keyifli okumalar dilerim.📚🦋🎈
Ayfer okurunun profil resmi
Ne güzel kitaptı, ne güzel inceleme. Sanki satır satır hatırlıyorum gibi... Kitap okumak ve birileri veyahut biri okusun diye gösterilen çaba yüreklere işleniyor. İyi ki Fakir Baykurt, iyi ki Mustafa Güzelgöz !..
nalkan okurunun profil resmi
Gerçekten de öyle.👌 Mustafa Güzelgöz'le youtube da yapılmış mülakatlar olmasa insanın gerçekliğine inanmakta zorlanacağı bir hikâye... İyi ki kitaplar var... Katkınız için çok teşekkür ederim.🙏📚🦋
ozden79 okurunun profil resmi
çok güzel. okuduklarımızla bilgi sahibi oluyoruz. ayırım yapmadan her türlü kitabı okuyup sağlam bir temelle doğruyla yanlışı birbirinden ayırabilecek kapasiteyle amel edersek de ayrıca ne güzel. güzel sonuçlara ulaşırken kolay yolu aramak yerine verilen çabaların kıymetini bilerek ve zevk alarak edilen sonucun memnuniyeti bile ayrı bir değer taşıyor. sizin incelemelerinizde de bu koku var, kardeşim. yüce Allah, gönderdiği ilk vahiyle "oku!" demiş. "Alak suresinin ilk beş ayetinin eğitimsel değeri" adlı kitapta bu ayetler çok güzel incelenmiş. 1923 te İzmir İktisat Kongresi n de de "okuma bayramı" kabul edilmiş. Okumak ile ilgili böyle güzellikler mevcut, incelemelerinizi zevkle takip ediyoruz, yüreğinize ve kaleminize sağlık.
nalkan okurunun profil resmi
Katkınız ve kıymetli yorumunuz için çok teşekkür ederim.🙏📚🦋
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.