Çetin Balanuye yeni bir ontolojiye (varlıkbilim) kapı aralarken,
şu soruları soruyor; Biz neye ”var” deriz? Bir de -biz diyelim ya da demeyelim- “ne” vardır?
Sanırım en önemli kısmı burası -biz diyelim ya da demeyelim- “ne” vardır?
İnsanı merkez alan epistemolojinin (bilgibilim) gölgesinde kalmış ontolojiye
Spinozacı bir felsefe ile "her şey gücü yettiğince var kalmak için çabalar" sözünde ki güç ve varolmaktan yola çıkarak şu açıklamaları yapıyor.
"Her ne “var” ise “gerçektir” ve “güç ifade eder” ya da “güç ifade eden” her ne ise o “var”dır ve “gerçektir...
"Her bir şey ancak başka şeyleri etkileyip o şeyleri buna—kendi varoluşuna— ikna ettiği ölçüde vardır, bu sürdükçe var kalır ve gücünün yetmediği yerde de var olmaktan çıkar."
Yani kısacası biz var desek de demesek de gücü ve etkisi olan "var" ve olanı olmakta olan açıklıyor.
Harikalık bir kitap daha...
"Vardığımız yer, henüz başlayacağımız
yerdir..."