*Ölümlüler, çürümüş etle dolu iğrenç torbalara benzerler.
*Altın gibi parlıyor olsa da ateşini aklından çıkarma.
*Göğsümde kurusun diye sıkılan kumaşı andıran bir burulma hissi vardı.
*Görünenlerin pürüzsüz, tanıdık yüzü altında, dünyayı ikiye ayırmak üzere bekleyen bir başka yüz vardır.
*Tanrılar bile bir kırbaçlanmayı sonsuza dek izleyemez.
*Sözleri bir sırdı sanki. Taş gibi görünen bir şeydi ama içinde bir tohum vardı.
*Hayatım çamurdan ve derinlikten oluşuyordu ama ben o karanlık suların bir parçası değildim. O suların içindeki bir varlıktım.
*Tanrılar her türlü çabadan nefret eder, doğaları budur.
*Bur engereğe avucunuzdan yemek yemeyi öğretebilirsiniz ama ısırma arzusunu içinden söküp alamazsınız.
*Ellerin havadan başka bir şeyi tutamadığı, ayakların artık toprağa değmediği o karanlık tarlalara gitmişti.
*Talepkârların sorgulanmamasının sebebi budur belki. Yüreğimizde gerçekte ne olduğu bilinseydi kaçımız affedilirdi?
*Bir erkek karısının yeni bitmiş çimenler gibi olmasını ister, taze ve saf.
*Yerlerde sürünüp ağlamazsak gerçek bir hikâye olmazmış gibi.
*Dünya gizemlerden oluşuyordu . Ben de milyonlarcası arasında bir başka bilmeceydim yalnızca.
*Kehanete karşı mücadele edenler onu boyunlarına daha sıkı geçirmekten başka bir şey yapamazlardı .
*Cildimde yeni yıkanmış esintiyi, toprağın ayaklarımın altında yumuşak bir biçimde ufalanmasını hissetmek arzusuyla, çırpınan vücutların çirkin görüntüsünü kafamdan atmak için yürüdüm.
*Belki de hiçbir anne baba evladını gerçekten göremez. Baktığımızda sadece kendi hastalarımızın yansımasını görüyoruz.
*En kötü yanlarını görmedim. En iyi halinde bile kolay bir adam değildi.
*Yumuşak dalgalar kumlara vuruyordu.Cildime değen karanlık tertemizdi. İçinde yıkandığım bir gölmüş gibi, serin havada yürüdüm.
*Buradayız. Gelgitte yüzmek yeryüzünde yürümek ve ayaklarına değdiğini hissetmek böyle bir şey. Yaşamak böyle bir şey.