Gönderi

Roman dünyanın ya da en azından çağın aynası hâline gelmeli ve böylelikle kısmî bir mitolojiye dönüşmelidir. Bizi dingin ve sakin bir gözleme davet etmeli ve her yerde belli ölçüde bir katılımı sürdürmelidir. Onun her bölümü, her kelimesi dışsal bir ölçüsü olmadığından âdeta içsel yüce bir hece ölçüsüyle yazılmış gibi aynı ışıkla parlamalıdır. Bundandır ki roman ancak bütünüyle olgunlaşmış bir tinin ürünü olabilir, tıpkı antik dönemin, Homeros’u hep yaşlı bir adam olarak tasvir etmesi gibi. Roman, tabiri caizse tinin nihai arınmasıdır, bu arınmayla tin kendine döner ve yaşamını ve gelişimini yeniden, açan çiçeklere dönüştürür: roman tinin baharında açmış çiçeklerle taçlandırılmış meyvesidir. Roman insanda her şeyi uyarıp uyandırarak insanın tutkularını harekete geçirmelidir; onda en yüksek trajik unsura da komik unsura da olanak tanınmıştır, ancak şair bu ikisinden de etkilenmemiş olarak kalmalıdır.
Sayfa 369Kitabı okudu
·
414 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.