Eski Sümer'de Allah inancı yiyen, içen, cinsel beraberliğe giren, çocukları olan, çoğu kez ölümlü olan şeklindeydi.Allah'ı bir insan vasfında algılıyorlardı. Eski Mezopotamya ve Eski Yunan'dan geçtiği anlaşılan bu düşüncenin benzeri müşriklerde de bulunuyordu. Bu sebeple onların bu algısı üzerinden kimi ayetlerde onlara hitap edilmiştir:
" . . . Allah'ın eli onlann ellerinin üstündedir .. " Yine ben zer şekilde Mezopotamya dinlerinde, "Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. "şeklindeki anlayış, Hz. Peygamber'in dilinden de aynı şekilde dökülmüştür; " Allah Adem'i kendi suretinde yarattı. . " Allah'ı tanımada önemli olduğu düşünülen Esma-i Hüsna dediğimiz Allah'ın doksan dokuz ismi şeklinde belirtilen tanım, Hıristiyanlıkta da mevcuttu. Bu anlayış hadis kitaplarına da yansımıştır ki bazı Hıristiyan anlayışlara göre; doksan dokuz ismi bilinen Allah'ın, yüzüncü adını bulmak ve öğrenmek kurtuluşun işaretidir.