Gönderi

BU BİR AÇIK MEKTUP
Camia olarak çok zor bir geçitten geçmekte olduğumuz ortada. Bir yanda davayı sıfır noktasından alıp bugünlere getiren, bu yolda çeşitli sıkıntılara katlanan Sayın Alparslan TÜRKEŞ; diğer yanda ülkücü hareket mensubu hemen herkesin "müstakbel genel başkan" olarak gördüğü ve bu hususla ittifak ettiği Sayın Muhsin YAZICIOĞLU'nun da aralarında bulunduğu gençlik liderleri... Ocaklarda pişe pişe gelmiş, Yusufiyelilerde "kemal" noktasına ermiş, samimiyetlerinden şüphe edemeyeceğimiz insanlar. Aslında Ankara'nın havasını biraz yakından koklama imkanı bulanlar için istifalar sürpriz olmadı. Bu şekilde olmasa başka şekilde birtakım gelişmeler bekleniyordu. Çünkü genel merkez, her ne hikmetse bir türlü tabanın arzu ettiği doğrultuda teşekkül ettirilemiyor veya ettirilmiyordu. Herkes umudunu son büyük kurultaya bağlamıştı. Ancak o kurultay sonrasında oluşturulan genel merkez yapılanması da beklentilere cevap vermekten uzaktı. Yine aynı kişi -Abdulkerim DOĞRU ve arkadaşlarının küstürülmesinde önemli rol oynadığını sandığımız kişi- bütün tepkilere rağmen partinin sözcülüğünü yapmaya devam ediyor, yine birtakım emekli askerler paraşütle iner gibi genel başkan yardımcılığı koltuklarına oturtuluyordu. Bu arada tabanın sevgisini kazanmış insanlar ise adeta dışlanıyordu. Camia olarak, parti olarak dünyadaki birçok olayın lehimize cereyan ettiği, tezlerimizin doğrulandığı, dolayısıyla gücümüzü sürekli katlayabileceğimiz bir dönemde bakıyorsunuz genel merkezde hiç bir hareket yok. Partilerin güçleri seçimlerde ortaya çıkar. O bakımdan her parti, yapılan her seçimde en iyi sonucu almak için çalışır. Fakat MÇP genel merkezinin 7 Haziran mahalli ara seçimleri öncesinde sergilediği tablo -başkalarını bilmem ama- beni kahretti. Çıktığının birinci haftasında almayı bıraktığım Ortadoğu gazetesini sırf seçimle ilgili haberleri takip edebilmek için tekrar almaya başladım. Fakat ne onda ne de Yeni Düşünce'de doyurucu bilgi veriliyordu. Yeni Düşünce gazetesine telefon edip, bunun sebebini sorduğumda ise telefonun öbür ucundaki kişi "Kardeşim genel merkezden bize bilgi akışı yok, oturup masa başında uydurma haber yazamayız ki" diyordu. Yine seçimden çok önce Ortadoğu gazetesinde Sayın Mehmet IRMAK'ın ağzından MÇP'nin 341 yerleşim biriminin tamamında seçime katıldığı yazılıyordu. Ancak bunun bir masa başı haberi olduğu daha sonraları anlaşılacaktı. Bu arada seçimden önceki günlerde Sayın TÜRKEŞ televizyona çıktığında çeşitli konularda görüş beyan ediyor, ama nedense seçim konusuna hiç dokunmuyordu. Yine bilebildiğim kadarıyla hiçbir büyük yerleşim biriminde "Genel Başkanın katıldığı mitingler" yapılmadı. Halbuki seçimin kalbi oralarda atıyordu ve televizyon sadece genel başkanların katıldıkları mitingleri ekrana getiriyordu. İnanıyorum ki eğer 7 Haziran seçimlerine layıkı vechiyle önem verilmiş olsaydı belki yine çok fazla başkanlık kazanılamazdı ama oy oranı rahatlıkla yüzde 7-8'lere varabilirdi. Fakat ne hikmetse bu yapılmadı, tabanda bizlerin yüreği kor gibi yandı, seçimin DYP'ye hediye edildiği imajı doğdu ve "yoksa genel merkez partinin büyüyüp güçlenmesini istemiyor mu?" sorusu kafaları daha çok meşgul etmeye başladı. Hemen akla gelen bir başka örnek de Ankara İl Kongresinin "sonucunun" iptal edilmesiydi. Ne hikmetse daha önce yapılan ara seçimlerde aday göstermeyen Taşköprü ve Bolvadin -bilhassa dikkatimi çektiği için bu iki ilçeyi örnek verdim, çünkü ikisinde de küçümsenmeyecek bir potansiyelimiz var- gibi ilçe teşkilatları hakkında herhangi bir işlem yapıldığına dair bir haber doğmuyor ve okumuyorduk ama işte Ankara İl Kongresinin sonucunun iptal edildiğini Yeni Düşünce'de okuyorduk. Diğer taraftan koalisyon hükumetine verilen güvenoyu, DYP'nin dümen suyunda seyreden bir politika da bizleri kahretmeye devam ediyordu. Hasılı, başta altı milletvekili olmak üzere MÇP'den istifa edenleri ihanet veya gaflet içinde olmakla suçlamadan önce şapkamızı önümüze koyup uzun uzun düşünmek zorundayız. Bunu hepimiz ama hepimiz, en üst birimdekinden en alt birimde olanımıza kadar hepimiz yapmak zorundayız. Herhalde şu konuda rahatlıkla ittifak edebiliriz; Sayın Muhsin YAZICIOĞLU çok büyük bir riski göze almıştır. Belki en geç bir kaç yıl sonra "kendiliğinden" -şu veya bu şekilde ama kendiliğinden- sahip olabileceği bir sıfatı" tehlikeye sokmuştur. O bakımdan kendisinin bu çıkışını koltuk hırsıyla açıklamak onu çocuk yerine koymak olur ki, böyle düşünebilmek için de insaftan yoksun olmak gerekir. Eğer Sayın YAZICIOĞLU ve diğerleri çocuk değillerse -ki olmadıklarına inanıyorum- ve böyle bir yolu seçmişlerse, bunun anlamı istifanın dışında ikinci bir yolun kalmadığıdır. Bu mektubun yazarı otuz yaşında, aşağı yukarı 12-13 yıldır Ülkücü Hareketin içinde, "tabandaki herhangi bir ülkücü" olmaktan başka bir sıfatı olmayan, hayatını mümkün mertebe Allah rızası için tanzim etmeye gayret gösteren, bugüne kadar davasına karınca misali hizmet etmeye çalışmış biri. Bir başka partiye -hangisi olursa olsun- yamanmamaları şartıyla yeni oluşumu da bu duygu ve düşüncelerle destekliyorum. "Hayırlısıyla muvaffak olması için de dua ediyorum, takdir tabii ki Yüce Allah'ındır. O nasıl dilerse öyle olur. Yeter ki bizler yarınlarda, söylemiş olmaktan utanacağımız sözleri sarf etmeyelim bugün. Sabredelim, az konuşalım ve lütfen kırıcı olmayalım. Son olarak şunun da altını çizerek belirtmek isterim ki, 80'den 92'ye kadar köprülerin altından çok sular aktı, ülkücü camia belli bir şuura ulaştı. Bugün hemen her ülkücü, genel merkezde alınan kararları bir de kendi mantık süzgecinden geçiriyor, sorguluyor. Yani bu camia artık Ortadoğu gazetesinin -hatta Yeni Düşünce'nin- yayınlarıyla hemencecik tavır belirleyecek kadar basit ve sığ düşünmüyor. Vereceği kararları çok daha sağlam ölçülere dayandırmak istiyor. Onun için ülküdaşlarımıza bir kere daha seslenerek diyorum ki, yalnızca Ortadoğu gazetesini okuyup, o doğrultuda bir tavır içine girip birbirimizi incitmeyelim. Diğerlerini de dinleyelim. Aksi takdirde ileride üzülen yine kendimiz oluruz. Allah ihlas ve samimiyet sahibi bütün müminlerin yardımcısı olsun (amin). Not: 1987 yılından beri sürekli aldığım Yeni Düşünce gazetesini 10 Temmuz'dan itibaren bıraktım. Nevzat YÜKSEL İzmir
·
212 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.