Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

384 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
silah metali, nane ve bir meltemin hafifliği
Kitabımız 20. yüzyılın Şangay'ında geçiyor. Olaylar ise birbirleri arasında azılı bir rekabet ve şiddetli bir kan davası süren iki çetenin vârisleri etrafında dönüyor. Juliette Cai ve Roma Montagov. Biri Kızıl Çete biri ise Beyaz Çiçekler için kilit taşı olan iki kişi. Denk geldikleri her sokak başı diğer çete üyeleri gibi düşmanı olan karşı tarafın boğazına yapışmaya hazır olması gereken ama olamayan iki eski aşık, yeni düşman. Gölgede bırakılmış gibi olsa da hem gölgede kalmayı başaramayan hem de sahip olmamaları gerekirken ortak oldukları bir geçmiş... Şangay sokaklarında insanların kendi boğazlarını parçalamaya kalktıkları bir delilik yayılana kadar her şey oldukça idare edilebilir görünüyordur fakat kayıplar en çok bu iki çeteyi vurmaya başlayınca mecburi fakat geçici, yalnızca kendileri arasında sürecek gizli bir ateşkes kararı alır Juliette ve Roma. İki vâris bu deliliği durduramazlarsa iki çete de şehrin karanlık geçmişine gömülmeye mahkûmdur. 𓄳 Kitap Yorumu (spoiler içerebilir) İlk olarak olumsuz bir iki yanından bahsetmek istiyorum. Kitapta bolca yabancı terim kullanılmış ve bazılarının anlamı da içerisinde verilmemiş fakat büyük bir kafa karışıklığı yaratacak kadar önemli yerlerde olduğunu düşünmüyorum. ( spoiler) Buna ek olarak kitabın sonundaki canavarı yakalama sahnesi biraz tatmin etmedi beni, biraz olsun bitsin artık der gibi yazılmıştı sanki. Gözüme eksik ve zayıf gelen her şey aşağı yukarı canavar olayının kurgusuyla ilgili oldu. Daha temelli olabilirdi ama ikinci kitabı henüz okuyamadığım için bir şey demek istemiyorum belki biraz daha kavramamıza yardımcı olur durumu. Benim açımdan olumlu yanlarına gelirsek... Juliette ve Roma arasında yaşananları slowburn olarak değerlendirebilirim ve kesinlikle bu tarz kitaplarda sevdiğim bir şey bu. Aynı şekilde enemies to lovers da öyle. Her ne kadar bu iki karakterin birlikte bir geçmişi olsa da aralarındaki köprüleri tekrar kurma süreçleri bile çok yeni hissettirdi bana. Bunun dışında kitap 1926'da geçiyor olmasına rağmen hem dönemini yansıtabilmiş hem de içinde bulunduğumuz çağın okuyucularına yabancı hissettirmeyecek bir ortam kurabilmiş yazar. Karakterlere gelirsek Juliette gerçekten çok gözü pek ve güçlü bir kadın karakter fakat fazla fevri, şiddete yatkınlığı Roma'dan çok daha fazla hatta bu konuda tamamen zıt düşüyorlar ve bunu çoğu sahnede görebiliyoruz. Kitabın sonuna kadar Roma'ya olan duygularını dile getirdiğini çok göremesek de içsel konuşmalarıyla ne hissettiğini bilmemiz güzeldi. Roma ise son ana kadar gerçekten çok gizemli ve kafa karıştırıcı bir karakterdi. Neyi ne için yaptığını, Juliette'i ne olarak gördüğünü anlamak da zor. Bunun Juliette için de böyle olduğunu düşünüyorum. Bu yanı açısından yazarı gerçekten takdir ettim çünkü Roma'yı Juliette'e yansıttığı gibi yansıtmış bize de. Aralarında geçen ufak nostaljik anlar ve bunları sessizce yaşamaları çok şirindi. Roma da Juliette de derin karakterler benim gözümde. Kitaptaki diğer göz önündeki Marshall, Kathleen ve Benedikt gibi karakterler de öyle. Rosalind'in birçok yönden kardeşi Kathleen'den ayrılması da hoşuma gitti. Chloe Gong henüz 23 yaşında olmasına rağmen başarılı bir uyarlama kurgu yaratmış. Kitabın sonunu da ucunu ikinci kitaba açacak şekilde bırakmış. Umarım Our Violent Ends de en kısa zamanda çevrilir ve okuruz. 𐄹
Şiddetli Hazlar
Şiddetli Hazlar
𐄹
Chloe Gong
Chloe Gong
Şiddetli Hazlar
Şiddetli HazlarChloe Gong · Martı Yayınları · 2022532 okunma
·
1.532 görüntüleme
eliff okurunun profil resmi
senin yorumunla daha da merak ettim kesinlikle okuyacagim 🖤
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.