Véronique Boudon-Millot'u öncelikle üslubundan ötürü tebrik etmek lazım. Kitabı okurken hem sıkmamayı başarıp hem de akademik çerçeveyi asla boşlamaması beni fazlasıyla etkiledi. Tabii burada övgünün hepsini Millot'a ayırmak doğru olmaz; bu üslubu başarıyla tercüme eden Ayşen Sarı da övgüyü kesinlikle hak ediyor.
Kitabın içeriğinde siyasî olayların kronolojik sıralamasıyla ortaya çıkarılmış bilgi yığını görmeyeceksiniz, bunun garantisini verebilirim. Bir imparatorun karakteristik gelişimine, hem filozof hem imparator olma paradoksunun çözümüne ve tarihî olayların sosyal tepkilerinin gösterimine şahit olacaksınız.