Kapağı kapatırken geçen okuduğumda tuttuğum notlara baktım. Yine farklı dünyaların içine girmişim.
Geçen sefer Kamil beyin sosyolojisinde kaybolmuş, gazilerin travma öyküleri dair taramalarla ilgilenmişim. Şimdi ise aklımda romanın yazıldığı tarihlerdeki dönem Türkiye'sindeki kadın kimliği var.
Dönemin gazetelerini, yazılan köşe yazılarını felan taramakla başlayacak süreç. Belki bir belki iki yıllık bir dosya olacak. Bugüne kadar hiç girmediğim Feminizm hareketlerine gireceğim belki. Üniversitelerin yıllıklarından mezun kadınların peşine düşeceğim...
Ne garip değil mi; kitabın konusu ile alakalı olmayan bir yöne evriliyorum. Kitabın içinde kalsam, mütareke döneminde kadınların paramilter kuruluşlardaki yerinde kalacağım. Biliyorum; ruhum doymayacak.
Aslında not aldığın ilk sorunun peşindeyim; Kemal Tahir neden bu kadar kadın kahramanların örgüsünde? Bu döneme isyan mı yoksa bir iade-i itibar mı?