-Damlaya damlaya göl olur. Ne olurmuş?
Ben, Metin’den önce davranıp,
-Göl olmaz! dedim.
-Nasıl, dedi, göl olmaz mı?
-Olmaz, büyükbaba.
Çatık kaşla,
-Ya ne olur? dedi.
-Damlaların düştüğü yer çukursa göl olur. Ama çukur değilse… Damlar, damlar, damlar…
-Eeee? Sonra?
-Sel olur akar gider…