Dışarıyla içeriyi aynı tutmanın mümkün olmadığını ve bunun iyi bir şey olduğunu artık biliyorum. Yine de derimi kalınlaştırmakta zorlanıyorum. Canım hâlâ çok kolay acıyor. Neyi kontrol edip neyi kontrol edemeyeceğimi görmek, durmak, dinlemek işe yarıyor bazen ama yine de umursuyorum işte; insanları ve söylediklerini. Önümdeki en büyük engel bu. Böyle düşünmek hoşuma gidiyor. Ufak tefek sinsi düşmanlardansa tek bir devle muhatap olmak işime geliyor.
Eskiden battaniyemin altına saklanıp yokmuş gibi yaptığım devin şimdi gözlerine bakıyorum. Sonuçta onu hâlâ yenemedim ama bu, aradaki farkı önemsiz kılar mı? Sanmıyorum. Dev öyle büyük ki arkasını göremiyorum ama derenin sesini duyuyorum. Onunla savaşırsam çok yara alacağımı da biliyorum yaralarımın eninde sonunda kabuk tutacağını da. İhtiyacım olan tek şey cesaret. Kendim olma cesareti.