Bugün birçok insanımızın hataya düştüğü noktalardan
birisi de, hiç şüphe yok ki bu meseledir. Yani şeriatın ölçülerine riayet etmeden, kafalarına göre ‘iyi’ ve ‘kötü’ belirleme ve neticesinde buna göre dostluk ve düşmanlık bağları kurma meselesi. Bakıyorsunuz adam Kur’an ve Sünnet ’ten kaynaklanamayan bir ölçü koymuş, ona uyanı ‘iyi’
uymayanı ‘kötü’ kabul ediyor. Veya bir kriter belirlemiş,
ona riayet edeni ‘mühtedi’, riayet etmeyeni ise ‘sapık’ ilan
ediyor. Bunlar son derece yanlış olan ve asla kabulü mümkün olmayan şeylerdir. Tekfir konusunda da mesele bundan farklı değil. Adam Allah ve Resulünün ‘küfür’ demediği bir şeyi küfür kabul edip ona uyanları Müslüman, uymayanları kâfir kabul ediyor. Oysa küfür Allah ve Resulünün ‘küfür’ dediği, iman da aynı şekilde Allah ve
Resulünün ‘iman’ dediğidir. Bunun aksini söyleyerek iman
ve küfür kriterleri belirlemek, imanla bağdaşmayan bir tutumdur
Sayfa 34 - Neda Yayınları