Emma, erkek istiyordu; güçlü, esmer bir erkek çocuk. Ona Georges adını verirdi. Bir erkek çocuk doğurmak düşüncesi, geçmişteki bütün güçsüzlüklerinin umut halindeki öç alması gibiydi. Bir erkek, en azından özgürdür. Tutkudan tutkuya, ülkeden ülkeye dolaşabilir, engelleri aşabilir, en erişilemez mutluluklara ulaşabilir. Bir kadın ise hep yasaklarla sınırlıdır. Elinden bir şey gelmez boyun eğer, doğasından gelen zayıflık ve yasalar onu hep engeller...
Bir pazar günü, saat altıya doğru, şafak vakti doğurdu.
Charles, "Kız oldu!" dedi.