Ve sevincin ardından uyku kaçıran bir yer geliyordu. Yitirmek korkusuydu. “Sonu yok…” saymaktı. Sabah, kaygıydı. Niçin sonu yoktu? Sanki sonu yoktuysa ne olurdu? Az önce yaşanmışla, düşlenmiş ve az önce gerçekleşmişle sanki niçin yetinemiyordu?
Sayfa 224 - iş bankası kültür yayınları