Şükrü Erbaş' la bir zamanlar
benim için değerli birine hediye kitap arayışına girdiğimde bir kitapçının tavsiyesiyle tanıştım. Sevmenin ve sevilmenin ne kadar derinden bir duygu olduğunu, insan nereye giderse gitsin sevgisinin onu bırakmadığını bu kitapla bir kez daha anlamış oldum.
Kitap Şükrü Erbaş'ın eşi Hatice Hanım'ın ölümüyle yaşadığı duyguları derinden hissettiren şiirlerden oluşuyor. Öyle güzel satırlar yazılmış ki okurken "Şöyle sevilsek yeterdi." Dedim her seferinde. "Sevmenin, dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim." diyor şair. Ve eşinin yokluğunda yaşamın ne kadar anlamsız ve boş olduğunu şu dizelerinden anlıyoruz;
"Tuhaf bir adam oldum
Kendimle konuşuyorum evin içinde
Biraz da şu koltuğa oturayım, diyorum."
Ve bir de en sevdiğim alıntılardan birini paylaşmak istiyorum sizinle;
" Boşluk kendine çevirdi beni. Her şey soğuyor. Belki de hiçlik bu. Sen orada yalnız kalma diye burada konuşup duruyorum. Canımın burcu. Kirpiksiz gülüm. Merhametine sığındığım kadın. Senden bir parmak yüksekte aldığım her soluk kalbimi kurutuyor.
Ömür hanım, iyi ki ben de seninle yaşadım dünyayı."
Kitaptaki her satır beni derinden etkiledi. Sizin de mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Ve bir de sevdikleriniz hayattayken sevginizi göstermeyi, her fırsatta sarılmayı ihmal etmeyin. İyi okumalar dilerim