Öncelikle Tess'in anlatımını bu kitapla yine beğendiğimi söyliyeyim ve tabii kitabın konusunu da. Ama Tess'in polisiye kitaplarını okurken ben, Rizzoli, İsles, Vince ve diğerlerini arıyorum hep. İlk defa bu yazarın kitaplarında oluyor bu, yani bildiğin onları okuyormuş gibiyim sonra ya onlar değildi bunlar, falan oluyorum. Ben normalde polisiye kitapların çoğunu tahmin ederim ama bu seferkini tahmin edemedim, başka kişilere odaklanmış olduğumdan. Aslında o anki ruh halimden de olabilir. Olayların bağlanma şekli beklenmedikti. Kitapta aşkta işlenmiş ama tutkulu bir şekilde falan değil. Yazar, polisiyenin daha ön planda olmasını istemiş ama aşksız, yavan bir kitap olmasını istememiş; iyi ki de tarz olmuş. Bu kitaptaki kadın karakteri kendime benzettim ve bu biraz can sıkıcı; hem güçlü olup, hem de bu kadar korkak olmak dışardan sinir bozucu görünüyormuş. Kitapta esrarkeşlerin insan olarak bile görülmeyip önemsiz görülmeleri ve ölüme terk edilmeleri öne çıkıyordu; bunu okumak sinir bozucuydu ama tabii bunun işlenmiş olması da güzeldi. Diğer taraftanda ne olursa olsun kimsenin önemsiz görülmemesi gerektiğini savunan ve işin peşini bırakmayan bir adli tıp uzmanı Kat'in mücadelesini okuyoruz. Kitabın konusu; adli tıp uzmanı Kat'in önüne gelen cesetler bir sır yumağıdır ve bunların peşine düşmesi ise kendi sonunu mu hazırlıyordur? Beklenilenin aksine beklenmedik olaylar dizesi Kat'i ve Adam'ı beklemektedir.

Ruhundaki Zehirle YüzleşTess Gerritsen · Martı · 20123,348 okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.