Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Nietzsche enerjik bir biçimde bütün epistemolojisinin merke­zine kuram ve pratiği yerleştirmektedir. Nietzsche burada da bütün çağdaşlarından önce ve köklü bir biçimde agnostisiz­minin ve ondan süzülen göreceliğin her türlü sonucunu çıka­rır; bireyin (türün değil) biyolojik olarak ayakta kalmasını sağlayan yararlı şeyler dışında kalan gerçekliğin her türlü öl­çütünü savuşturur ve bununla emperyalist dönem pragmatiz­minin önemli bir öncüsü olur. “Ana konu her zaman unutul­du - diye yazıyor: Filozof neden bilmek ister? ‘Görünüş’e karşılık ‘gerçekliğe’ neden daha çok değer verir? Bu değer­lendirme bütün cogito ergo sum'dan daha eskidir: Hattâ man­tıksal süreci varsaydığımızda bile onun içinde bir şey var, bu­nu olumlayan, karşıtını ise yadsıyan. Bu öncelik nereden geli­yor? Bütün filozoflar doğruya ve iyiye neden değer verildiği­ni açıklamayı unutmuş ve onun karşıtını hiç kimse deneme­miş. Yanıt: Doğru daha yararlıdır (organizmayı daha iyi ayakta tutar) -ama kendi başına daha hoş değildir. Daha he­men başlangıçta organizmayı bir bütün olarak bulmakta olu­şumuz yeterlidir, ‘amaçları’ vardır, konuşur- demek ki değer­lendirir.”
·
606 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.