Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Birinin kolumu yakaladığını hissettiğim an çığlıklarla onu tekmeleyecektim ki kollarını etrafıma sardı ve ellerinden birini saçlarıma daldırdı. Lastiğin ne zaman koptuğunu ve saçlarımın omuzlarıma döküldüğünü fark etmemiştim bile ama koku tanıdıktı. "Küçük kedi pençelerini çıkarmış yine," dedi Pars, sesi zayıf geliyordu. Onu göğsünden ittirerek başımı kaldırdım ve gözyaşları içinde yüzüne baktım. "Ne oldu?" diye sordu, gülümsüyordu. "Beni yakalayamazlar, ben onları yakalamışımdır ama henüz farkında değillerdir. Anlayamadın mı hâlâ?" "Senden nefret ediyorum..." Yüzümün buruşmasıyla, içime çektiğim oksijenle boğuluyormuş gibi hissetmiştim o an. Göğsüne vurmaya başladım. "Senden nefret ediyorum! Senden nefret ed..." "Ah..." "Ne oldu?" Boncuk boncuk dökülen gözyaşlarımın ara sında o kadar çabuk renk değiştirdim ki, ben bile şaşırdım. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım, omuzlarından tuttum, kollarından ve ellerinden... "Ne oldu Pars? İyi misin?" "Biraz zayıfladık diyelim," dedi şaka yapar gibi, zayıf bir tonla gülerek. "Birkaç tüp kan bağışı yaptık diyelim..." "Neden bunu yapıyorsun bana?" Çocuk gibi, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. "Neden yapıyorsun bunu..." "Çok seviyorum seni o yüzden," dedi gülümseyerek yüzümü avuçlarımın arasına aldığında.
··
357 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.