Bir ormanın kıyısında, anne ve babası tarafından terk edilmiş bir çocuk. En güzel hayali balık olmak ve Isık-Göl’ün sularında yüzen beyaz gemiye ulaşmak. Dedesi Momun onu bütün kötülüklerden koruyan bir süper kahraman gibi.
Cengiz Aytmatov’un okuduğum ilk eseriydi. Yazarın betimlemeleri o kadar kuvvetli ki kendimi Kırgızistan dağlarında bir masal diyarında yaşıyormuş gibi hissettim. Tabii her masal gibi bu masalın içinde de kötüler ve iyiler mücadele ediyordu. Yazar özellikle kitabın sonuna doğru tüm sinir uçlarımla oynadı sağ olsun. Oldukça etkileyici bir hikayeydi. Öyle ki kitabı elimden bırakamadım. Teşekkürler Aytmatov. :)