Düşününce aklıma Hallacı Mansur geldi. "Enel Hak" dediği için zalimce öldürülen Hallacı Mansur. Yine düşüncelerinden dolayı zalimce katledilen Azerbaycan'ın büyük sufisi İmameddin Nesimi'yi düşündüm sonra.
Nesimi gerçekleri korkmadan söyleyen biriydi. Ölmeyi susmaya tercih etmişti. Bu nedenle derisi yüzülerek infaz edilmesi fetvası verilmişti hakkında. Rivayete göre, halkın gözü önünde feci şekilde öldürülmüş, bu acıklı olayı kalabalıklar izlemişti. Hatta devrin müftüsü hiddetlenerek şahadetparmağını kaldırmış, "Bu öyle bir kâfirdir ki kazara pis kanı insanın bir uzvuna temas etse orasını kesmek lazım gelir" diyerek lanetlemişti. O sırada Nesimi'nin bir damla kanı adamın parmağına sıçramaz mı? İzleyenlerden biri müftünün parmağının kesilmesini söylemiş fakat müftü kendisiyle çelişerek parmağını yıkamış.
Bunun üzerine Nesimi de şu beyti söylemiş:
"Zahida bir parmağın kessen dönüp Hak'tan kaçar
gör bu miskin âşığı serpa sayarlar ağlamaz."
(O parmağı kesilmesin diye, kendi inandıklarından kaçıyor, Hak'tan kaçıyor
ama ben Âşık Nesimi, derimi yüzüyorlar gözümden yaş bile gelmiyor.