Distopya, okumayı çok sevdiğim bir tür. Bu yüzden arka kapağında ilk yerli 'ekolojik distopya' olduğu yazan 'Köpekli Çocuklar Gecesi' merakla başladığım bir eserdi. #okudumbitti Küresel ısınma kaynaklı felaketler ve devletler arası siber savaşlar sonucu ortaya çıkan bir kıyamet manzarasıyla karşılaşıyoruz . Ve 'Köpekli Çocuklar' isimli bir grup sayesinde sağ kalıp bir kulübeye sığınan biyolog bir kadın ile tanışıyoruz. Kadın kulübede eskiden aşık olduğu Adam' la karşılaşıyor ve onların hikâyesini dinlerken dünyanın son durumuna nasıl gelindiğini ve Köpekli Çocuklar'ın gizemini öğreniyoruz. Hikâye boyunca her gün bir yenisi karşımıza çıkan iklim krizi haberleri , insanın insana ve doğaya verdiği zarar, siyasi oyunlar, büyük devletler arası çekişmeler, medyanın kısıtlanması, mülteciler ve daha bir çok güncel detaydan bahsediliyor. Ele alınan konu çok önemli ve maalesef günümüzün acı gerçeği olsa da anlatımın benim açımdan etkileyicilikten uzak olduğunu belirtmeliyim. Özellikle başlarda Oya Baydar' ın siyasi yazar kimliği o kadar belirgin yansımıştı ki çoğu yerde roman değil de köşe yazısı okuyorum hissine kapıldım. Aynı şeyler neden tekrar tekrar dile getirilmiş, okurun zekâsına mı hafızasına mı güvenilmemiş, ona da anlam veremedim Sonuç olarak; küresel ısınmanın gözlemlenen ve beklenen bazı sonuçlarını, yeni dünya düzeni ve hükümete yönelik eleştirileri, insanlığın geldiği son durumun özetini ya da bir aşk ve umut hikâyesi okudum diyebilirim ama 'sağlam ve özgün kurgusu olan bir ekolojik distopya' okuduğumu söyleyemeyeceğim. Kötüydü diyemeyeceğim, yazarın çabasını da alkışlıyorum, ama maalesef beklediğim bu değildi.

Köpekli Çocuklar GecesiOya Baydar · Can Yayınları · 2019373 okunma

·

75 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Z.Y.