"Haydi, yürü, al o kabukları" diye buyurdu.
Musa, bir tozların içinde kıvrılmış yatan elma kabuklarına, bir de kahvenin önünde oturarak gelip geçenlere bakan efendiden adamlara baktı, içinden bir utanç dalgası yükseldi. Yerinden kımıldamadı. Asiye, ikinci buyruğu vermeyi gereksemeden yürüdü, tozlara bulanmış kabukları alıp torbasına