Gönderi

312 syf.
8/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Ardından’a küçük bir bakış: ekmek davasından ayrı kutsal bir görev
İthaki’nin Japon klasiklerini elimden geldiğince takip edip okumaya çalışıyorum ve şu ana kadar dili, işlenişi ve aktarımı yönüyle beni en çok saran yapıt da Ardından oldu. Eserin çevirisi o kadar şahane ki orijinal metnin Japonca olduğunu Japon ögeleri olmasa anlamak belki de mümkün olmazdı diye iddialı bir anekdot düşmek istiyorum kendime. Buraya yazdığım eser incelemeleri pek sık değil çünkü gerçekten etkilendiğim kitapların incelemelerini yapmak, kendime küçük de olsa bir elektronik betik güncesi bırakmak niyetindeyim. Ardından, ilk sayfalarından itibaren sürekli okumak istediğim bir kitap oldu olmasına ama karakterlerle olan iletişimim ve ilişkim her sayfada çok yavaş bir yakınlıkla ilerledi. Diğer bir deyişle, kitapta kendime yakın bulduğum bir (baş)karakter olmaması ile birlikte, bu karakterin neler düşündüğünü her sayfada merak ederken buldum kendimi ve başkarakter Daisuke’nin ağzından çıkan pek çok saptamaya katılmamak elde değildi -her ne kadar Daisuke ilk başlarda bende oturmamış bir kişilik gösterse de-. Batı’ya rağmen Batılı ve medeni olan genç bir erkek olarak yorumluyorum Daisuke’yi ve aynı anda Japonya’nın gelenekselleşmiş her toplumsal kuralından bağımsız, özgür bir ruh olarak tanımlamak istiyorum. Ancak bu noktada oturtamadığım birkaç konu da olmadı değil. Şöyle ki Daisuke, kendi düşüncelerinin aksine eylem konusunda pasif bir genç olarak yansıdı bana -ki ilk aşkına bu kadar geç kalmasının nedeni de bu gibiydi ilk başta. Sayfalar ilerledikçe bu durumun öyle olmadığını, onun da zaman içerisinde pek çok düşüncesinin değiştiğini ve sevgilisini kaybetmesine neden olan tavrının “centilmen bir hata” olduğunu çok daha sonradan anladım. Yapmaması gereken bir hatayı yapmıştı, arkadaşını önceliğe koymuştu ve bunu centilmenliğine yormuştu. Oysaki her üç tarafı da mutsuzluğa sürükleyen bu eylemiydi. Birey olarak tamamlanmaya başlayan Daisuke, bu yanlışının epey geç ayırdına varmıştı, o da üzgündü. İlk başlarda düşündüğüm diğer pasif tutumu ise ekmek davası için çalışmaktan yana olmayışıydı çünkü bu kadar özgürlüğüne bağlı bir düşünce yapısı nasıl olurdu da maddi olarak hala babasının eline bu kadar bakardı, buna çok şaşırıyordum. Bu durum da kitapta ilerledikçe -hatta kitabın sonuna geldiğimde- bende değişmeye başladı. Daisuke aslında tutsak olandı, fikirlerini aktif eyleme döktüğü an reddedilecek kişiydi. Keza bu reddi de yasak ilişkisinin öğrenilmesinden sonra gayet yaşadı. İşte o noktada ekmek davası yerine gönül davası için para kazanmak arzusunu duyması onun özgürlüğünün ilk adımıydı diye yorumlamadan edemiyorum. Gönül davası sonucunda sevdiği kadına duyduğu sorumluluk onu çalışmaya iten bir güç iken bir yandan da onun ayağındaki prangalardan kurtarandı. Babasının maddiyatına muhtaç olmayacağını umduğum bir yaşamı oldu son’dan sonraki kısımlarında -daha çok kendi düşüncelerimde-. Şimdi gönül davası için çalışabilecek, kendi parasını kazanmasının kutsallığında, fikirlerindeki özgürlüğü eyleme de dökebilecekti. Pek çok yönden gelgitler yaşadığım ve fikirlerimin sayfalar ilerledikçe değiştiğini gördüğüm bu güzel klasiğin dilimizde böylesi güzel bir çeviriye sahip olması da ayrı bir şans bizim için. Rafımda “en sevdiğim betikler” kısmını güzelleştirmeye hazır, yerini aldı. Açıp açıp okunası pek çok sayfası, düşüncesi, duygu geçişi var bu kitabın. Hele ki eski sevdalıların birbirine geç kalması yüreğimi pır pır ettiren bir anda. Utanan bendim, o cümleleri işitirken güçlük duyan bendim sanki.. Öyle sevdim işte bu romanı, ondandır ki bu sözcükleri bu romanı anmak için sarf etmek istedim. Her zaman kolay olmuyor bir kitaba inceleme yazmak ancak Ardından’ın sayfalarını ve anlatımını sanıyorum ki birkaç saat daha konuşabilirim. Yazarın diğer kitaplarını da merak etmekle birlikte Ardından’ın yeri özel olarak kalacaktır muhtemelen. Son olarak şunu söylemek isterim ki topluma ve bireye yönelik saptamaların bu kadar kibar anlatılması ve okuyucuya bu denli geçmesi büyük bir başarı benim için de. Bana göre kitabın konusunu oluşturan şu çarpıcı kısımdan alıntı vererek bu yazıyı sonlandırmak isterim çünkü “Daisuke de kendisi için o kutsal görevi bulmuştu.” diye yorumlamak benim içimi rahatlatıyor şu an bile... “Çalışmak sorun değil ama eğer çalışırsam, ekmek derdinden fazlası için çalışmam gerekir, yoksa bu onurlu bir hizmet olmaz. Kutsal görevin her türlüsü, ekmek davasından ayrıdır. (...) Çünkü bir hayat sürmek için çalışmak, gerçekten emek vermek değildir.” elif k. 28/07/2022 perşembe 14
Ardından
ArdındanNatsume Soseki · İthaki Yayınları · 2021934 okunma
·
422 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.