Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

elif

160 syf.
·
Puan vermedi
Bir Son Duygusu
Bir Son DuygusuJulian Barnes
7.7/10 · 2.225 okunma
Reklam
"(...). ama güzellikler eşit olsa bile, sırf bu yüzden isteklerin de eşit olması gerekmez; her güzellik âşık etmez; bazılarına bakmaktan hoşlanılır ama istek uyandırmazlar; her güzellik âşık etse, istek uyandırsa kalpler karmakarışık olur, yolunu şaşırır, nerede duracaklarını bilemezlerdi; çünkü sayısız güzel insan olduğundan istekler de sayısız olurdu. oysa derler ki gerçek aşk bölünmez, kendiliğinden olur, zorla olmaz."
Sayfa 124 - cilt 1 |Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
(...) siz çözüm için yeterince çabalarsanız, belki erkek de yapardı böyle. belki, birlikte bir sonuca ulaşabilirdiniz, sanki ikiniz çözülebilir bir bulmacaymışsınız gibi; yoksa ikinizden biri, büyük olasılıkla da erkek, kendi yörüngesinde çekip giderdi, bağımlılık yapmış bedenini de yanında götürüp sizi berbat bir yoksunluk haliyle yüzüstü bırakarak; yoksunluğun etkisini azaltmak için yapabileceğiniz tek şey egzersizdi.
Sayfa 278Kitabı okudu
aşık olmak, dedim. aşka düşmek, hepimiz yapardık o zaman, şu ya da bu şekilde. (...) aksine zahmetliydi. temeldeki şeydi; kendinizi anlamanızın yoluydu; eğer başınıza hiç gelmediyse, bir kez bile, mutasyona uğramışsınız demektir, dış dünyadan bir yaratık. herkes bilirdi bunu. aşık olmak, derdik; ona gönlüm düştü. düşen kadınlardık biz. buna inanırdık, aşağı doğru olan bu harekete: öylesine sevecen, uçmak gibi ama aynı zamanda öylesine ürkünç, öylesine sıra dışı, öylesine beklenmedik. tanrı aşktır, derlerdi bir zamanlar ama biz bunu tersine çevirmiştik ve aşk, cennet gibi, hemen elimizin altındaydı. yanı başımızdaki o özel erkeği sevmek ne denli güçse, o denli inanırdık aşka, soyut ve bütüncül.
Sayfa 276Kitabı okudu
Reklam
karanlık çöküyor. ya da çökmüş. güneş gibi yükseliyor demek yerine neden karanlık çöküyor denir? oysa doğuya bakarsanız, günbatımında, karanlığın çökmek yerine yükseldiğini görebilirsiniz; ufuk çizgisinden yukarı, bir bulut örtüsü ardındaki kara bir güneş gibi gökyüzünde yükselen karanlık. (...) ama yine de karanlık çöküyordur belki çünkü ağırdır, gözler üzerine çekilen kalın bir perde. pamuklu battaniye. karanlıkta görebilmeyi isterdim, şimdikinden daha iyi.
Sayfa 237Kitabı okudu
(...) ama bir kez geçti mi kim acıyı anımsayabilir ki? acıdan geriye kalan bir gölgeden ibaret, zihinde bile değil, sadece bedende. acı insanda iz bırakır ama görülemeyecek kadar derinde. gözden ırak olan, gönülden de ıraktır.
Sayfa 160Kitabı okudu
(...) ama bu doğru değil, hiç kimse seks yoksunluğundan ölmez, aşkın yoksunluğudur bizi öldüren. burada sevebileceğim kimse yok, sevebileceğim bütün insanlar ya ölü ya da başka bir yerdeler. nerede olduklarını kim bilebilir ya da şimdi adlarının ne olduğunu? hiçbir yerde de olmayabilirler, tıpkı benim onlar için olmadığım gibi. ben de kayıp bir kişiyim.
Sayfa 135Kitabı okudu
(...) kar toplayan kırmızı-kara ayaz gecelerinde, soğuğa mukavemetin nafile olduğunu bilmek, kendini ona teslim etmektir ankara'yı sevmek. onda neyin sevileceğini bir onu sevenler görür.
Sayfa 123 - ikinci pavyon | ankaraKitabı okudu
görmüyor gözüm. başka hiçbir şeyi görmüyor. kalkıp burada buluyorum kendimi her seferde. (...) yeşil çayırlar açılıyor sanki önümde. bu kapıdan içeride ürkek ceylanlar koşuşuyor, şen kuşlar çalı çırpı taşıyorlar sanki yuvalarına şarkılar şakıyarak. oysa yüzüme baktığı bile yok. bazen, o gün keyfi yerindeyse gülüp konuşuyor, bazen koynuna alıp yatırıyor sarhoşsa, yorgunsa, o aralar yalnızsa. hepsi bu.
172 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.