Adil değilsiniz! Hangi çağda yaşarsak yaşayalım, Milenyum, Yakın Çağ vb hangi ismi verirsek verelim ne iddia ettiğiniz kadar eşit ne de iddia ettiğiniz kadar adil olacaksınız! "Kadın için utanç kaynağı olanı erkek için de alçaklık addedene kadar asla adil olamayacaksınız!" (s. 40)

Oscar Wilde'yi nasıl bilirsiniz? Hâlâ tanışma fırsatı bulmadıysanız eğer

Dorian Gray'in Portresi ile tanışmanızı öneririm. Düşünceleri dönemin ahlak yapısına aykırı olarak görülmüş ve bu nedenle sonu hapsedilmeye kadar gitmiş bir şahsiyet. Bu eserde de ahlak, aşk, evlilik, kadın erkek ilişkileri, zenginlik ve yoksulluk, halk içinde oluşmuş zümreler gibi birçok konuya dair görüşleri dikkat çekiyor. Aforizma tadında bir eser. Her sayfasında birçok cümlenin altını çiziyorsunuz. Birçok cümle üzerinde tartışmaya değer cümleler. Hatta ilk defa bir eserde yaptığım alıntılar bu kadar çok yorum aldı diyebilirim. "Ama erkekler öyle de kalpsiz ki!" (s. 28) "Kadınlar birer tablodur. Erkeklerse problem." (s. 61) Yalnızca cinsiyete dair değil, insanın ruh hali, evlilik, toplum yapısına dair de kayda değer cümleler var eserde. Katılıp katılmamak sizin elinizde ama katılmadığımız fikirleri de en az katıldığımız fikirler kadar bilmeliyiz değil mi? "Çocuklar anne babalarını severek başlarlar. Bir süre sonra onları yargılarlar. Nadiren affeder, hatta hiç affetmezler." (s. 53) "Erkekler yorgun düştükleri için evlenir, kadınlarsa merak ettikleri için. İkisi de hayal kırıklığına uğrar." (s. 62) Spoiler vermek istemiyorum, bu nedenle içeriğe çok fazla girmeyeceğim ama Türk filmi tadında bir içerik olduğunu söyleyebilirim. Hatta okurken istemsizce oyuncuları bile oturttum kafamda... Eserden bir bölüm kendini çok güzel anlatıyor aslında: Bir kadın ile bir erkeğin alışılageldik hikayesi; alışılageldiği gibi, hep yaşandığı gibi olan. Sonu da aynı sıradan son. Kadın acı çeker. Erkek özgür kalır. Karmaşık olmayan bir konu etrafında öyle farklı ve derin fikirler ele alınmış ki okumadan geçmemek gerek diye düşünüyorum. Yazıldığı dönem dışında günümüze de ışık tutmuş bazı cümleler: İyi yetişmiş olmak bugünlerde büyük dezavantaj. İnsanı çok şeyden mahrum bırakıyor. Öyle değil mi sahiden? Eskiler okumamanın bedelini öderdi, günümüzde okumanın bedeli ödenir oldu. "Bir insanı ancak sevgi ayakta tutabilir." (s. 91) Sevgisiz tutunmaya çabalıyor günümüzde insanlar. Her şeyin yerini bir mantık aldı. İster istemez bulunduğumuz kabın şeklini alıyor ve biz de topluma benziyoruz sanırım. Tıpkı kızlarının annelerinin hayatını yaşadığı iddiasında olduğu gibi biz de toplumun bize sunduğu hayatı yaşıyoruz. Ne bir eksik ne bir fazla. "Kadınların hepsi de sonunda anneleri gibi olur. Bu onların trajedisi." (s. 47) Toplumun sunduğu hayatı yaşamak da tüm insanların trajedisi olsa gerek. Aslında çok kısa sürede bitebilecek bir eserdi. Bir

William Shakespeare eseri misali akıcıydı ama yine bir Shakespeare eseri kadar dikkate değer bölümleri vardı. Buralarda durup sizinle tartışmak için eseri zamana yaymayı seçtim. Arkama dönüp baktığımda bunun oldukça doğru bir seçim olduğunu görüyorum. Okumak güzel ama okunan eser üzerine tartışarak okumak çok daha güzel! Cehennem başkalarıdır, diyor ##$##yazarSeolar:i699.$$#$$ Başkalarına cennet olmak varken neden cehennem olur ki insanoğlu. Daha da kötüsü bu durumun toplumda normal hale gelmesi.

Fyodor Dostoyevski'nin de dediği gibi: Aşağılık insanoğlu her şeye alışır! Dönemin toplumundan bazı kesimleri, onların düşüncelerini ve buna karşı çıkan düşünceleri de görüyoruz eserde: "Hepiniz başkalarının sırtından yaşayıp geçinip giderken fedakarlığa dudak büküyor ve sırf bir süre daha seslerini çıkarmasınlar diye yoksullara ekmek atıyorsunuz." Günümüzde değişmeyen şeylerden biri de bu değil mi?

Önemsiz Bir Kadın İsmi oldukça tepkimi çekmişti okurken. Biterken de buna nispeten "önemsiz bir adam" şeklinde bitti eser. Mesele erkek ya da kadın olmakta değil insan olabilmekte aslında. İnsanların hayatında önemli bir yer edinmeniz temennisiyle...