Gönderi

MUTLULUĞU(?) TEŞHİR ETME ve BEĞENİLME ARZUSU ÜZERİNE Evli olanlar, eşleriyle evlatlarıyla çekildikleri fotoğraf ve videoları paylaşarak "Bakın ne kadar mutluyuz." yazıları yazarak mutlu olduğunu kanıtlama hayranlık toplama derdine düşerken; gezdiği yerlere gidemeyen, aldıklarını alamayan, mutlu olamayıp eşiyle sorun yaşayan evlat sahibi olamayan insanları unuttu. Ve bunları paylaşanlar yüzünden, birileri millet karısına neler yapıyor diyerek eşinden daha çok beklentiye girerek tartışmaya başladı. Bekar olup evlenemeyen ise bakıp bakıp nasıl da mutlular benimse eşim bile yok diyerek iç çekti. O "mutlu göründüğünüz" fotoğraflara bakılırken değen nazarlardan bahsetmiyorum bile. En kötüsü de çocukların mahremiyeti hiç kalmadı. Doğar doğmaz atılan fotoğraflarla mevlüdünden sünnetine kadar paylaşılır oldu. Cinsiyet partileri de cabası. Parti yerine yetimleri giydirip garibi gözetebilirdik. Evlat sahibi olamayan ağlayan nice bayanlar baktıkça iç çekti belki isyana belki hüzne düştü. Ben anne olamadım diye ağlayıp hüzne kapıldı. Çocuğa sorulmadan paylaşılan fotoğraflar, pedofili sapık dolu insanların pis nazarına maruz kaldı. Ama aile için hiç önemli değil! Kimisi evladı üzerinden para kazandığı için fotoğraflarını paylaşmak zorunda hissederken kimisi de evladıyla beğeni, hayranlık toplama ve mutlu olduğunu kanıtlama derdine düştü. Fotoğraf paylaşımı; ego tatmin etme, kendini kanıtlama ve hayranlık toplama düşüncelerinize son verin. Sosyal medya icad oldu; nezaket, tevazu mefhumları unutuldu. Bir zamanlar, kişi seyahatten döndüğünde “yediğin içtiğin senin olsun, gezip gördüklerini anlat." denilir, yenilen ve içilenlerin anlatılması edep dışı görülürdü. Yenilen güzel bir şeyden bahsedilirken “afedersiniz” diye söze başlanırdı. Şimdi ise yediği yemek ve tatlıları sosyal paylaşım sitelerinde umuma teşhir etmede bir mahsur görülmüyor. Allah bizleri ıslah etsin bu beğenilme arzusundan, partilerden, israftan gösterişten kurtarsın! (Alıntıdır.)
·
122 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.