Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Fatma /Maria Anna Antonia Josepha Fatma (30 Mayıs 1687) Kadın savaş esirlerine dair önemli hikâyelerden biri de Türk kızı “Fatma" ile ilgilidir. Yüksek bir rütbeye sahip ve 1.400 askerin kumandanı olan Mehmet Azap (Azeb Mehmed) adındaki babanın kızı olan Fatma, henüz 14 yaşındayken Budin'de esir alınır. Vaftiz kaydından anlaşıldığı üzere Fatma’yı vaftize hazırlayarak dini eğitim veren Rahip Johann Truckenbrod’dır. Fatma’nın vaftiz töreni 30 Mayıs 1687'de çok özel bir yerde, Prensesin (Elektör eşi) residans şapelinde gerçekleşir. Maria Antonia, yani Prensesin (Elektör eşi) kendisi Fatma’nın vaftiz anneliğini üstlenir. Fatma’ya vaftiz annesinin adı verilir: Maria Antonia Josepha. Vaftizden sonra “Fatma” soyadına dönüşür. Fatma evlenene kadar saray halkına hizmet etmekle görevlidir. 15 Ocak 1690'da artık Maria Anna Antonia Josepha Fatma adı ile anılan bu Türk kızı Lucas Michaelowitz ile evlenir. Soyu Belgrad kökenli Ermenilere dayanan tercüman Lucas Michaelowitz'in doğum tarihi bilinmemektedir. Ragusalı (Dubrovnik) olan Lucas Michaelowitz Türkçe, Almanca ve İtalyanca'nın yanı sıra ana dili olan Dalmaçça diline vakıftır. Başlangıçta Viyana'da tercümanlık faaliyetlerini sürdüren Michaelowitz orada çok fazla tercüman olması nedeniyle Bavyera'da çalışmaya başlar. Lucas Michaelowitz 1664 yılı ateşkes antlaşmasıyla birlikte canlanan ticari ve diplomatik faaliyetlerde tercümanlık yapmaktadır. 1684 yılından bu yana Max Emanuel'e hizmet etmekte olan Lucas Michaelowitz, Budin kuşatmasından (1686) sağ kurtulanlardandır. Bavyera ordusu yakılıp, yıkılan ve talan edilen bu şehirden 300'e yakın esiri Münih'e götürür. Georg Thomas Michaelowitz adında özel ulaklık yapan bir de ağabeyi bulunmaktadır. Fatma'nın Lucas Michaelowitz ile olan evliliğinden üç çocuğu olur. Maximilian Emmanuel 1690 yılında dünyaya gelir ve 20 Aralık 1690'da Zu Unserer Lieben Frau Kilisesi'nde vaftiz olur. Joseph Emmanuel Christian 16 Aralık 1692 ve Franz von Paula Anton 3 Nisan 1694'te dünyaya gelir. Bu çocuklar da Zu Unserer Lieben Frau Kilisesi'nde vaftiz olur. Çocuklarin ilki henüz iki aylıkken ölür. Lucas Michaelowitz tercüman olarak Türk elçilerine hem Viyana'da eşlik eder, hem de onların Osmanlı İmparatorluğu'na varmaları sürecinde tercüman olarak yanlarında olur. Michaelowitz işi dolayısıyla adeta gezgin gibi farklı şehirleri ve kültürleri tanıma imkanına kavuşur. Gördüğü yerler arasında Belgrad, İstanbul, Münih, Brüksel ve Viyana bulunmaktadır. Ancak aynı kişi dönemin en acımasız savaşları olarak adlandırılan savaşlara tanık olmuş, Viyana, Buda, Mohaç ve Belgrad gibi adeta katliamların meydana geldiği savaşlarda birçok kez ölümün kıyısından dönmüştür. Çok dilli olması nedeniyle Michaelowitz kültürlerarası ve sınırlarda yaşayan bir insan olmuştur. Bu becerisi onu ayrıcalıklı kılan yegâne kazancıdır. Bavyeralı Elektöre yazmış olduğu sayısız mektubunda becerilerini 16 maddede listeler. Türk yatak örtülerini, Türk şerbetini, Türk kılıcını, Türk oklarını, Türk pipolarını ve daha nice şeyi yapabildiğini vurgular. Böylesi bir hayat sürmüş olan Lucas Michaelowitz 1707 yılinda Petervardin'de ölür. Eşinin ölümüyle birlikte artık dul kalan Fatma, 38 ya da 39 yaşındayken, 1709 yılında gizlice Nehem birliği kâtiplerinden genç bir delikanlı ile evlenir ve bir oğlunu da yanına alarak Türkiye'ye kaçar. Fatma kayıtlara göre eski inancı olan Müslümanlığa döner. Bu olay kilisede büyük bir depreme sebep olur. Viyana savaş konseyi (kurulu) “çok genç bir erkeği” almaya cüret eden ve Allah'ı Tanrı'ya tercih eden bu dul kadına öfke duyar. “Eşi ve oğlu sünnet olur. Katolik kilisesi için kara bir gün” diye nitelenen bu olay kilise kayıtlarına geçer. Fatma bu hareketiyle Katolik kilisesine büyük “utanç” yaşatır. Ancak Fatma'nın hikâyesi burada bitmez. Bavyera Devlet Arşivi'nde Doğu dilleri tercümanının dul eşi “Maria Anna Michaelowitz'in” 1719 Haziran'ında Elektöre yazmış olduğu bir mektup bulunmaktadır. Fatma bu mektupta Elektörden para talep etmektedir. Maddi olarak büyük sıkıntılar yaşadığını belirten dul kadın, kendisine öncesinde tahsis edilen 500 Gülden'i almış olduğunu, ancak son iki yılda borçlandığını ve bu nedenle bir buçuk yıllığına daha maddi destek talep ettiğini belirtir. Mektubun kendisi tarafından yazılıp yazılmadığı bilinmese de mütevazı uslubu dikkat çekmektedir. Mektupta Fatma kendisinden, Buda’nın fethi sonrası binlercesi ile birlikte getirilen, Hristiyanlık eğitimi alan ve Doğu dilleri tercümanı ile evlendirilen “Türk kızıdır" diye bahsetmektedir. Onu vaftiz eden ve Hristiyanlık eğitimi almasını sağlayan Elektör ise babası gibidir diye belirtir. Tıpkı eskiden olduğu gibi yalnız, terkedilmiş yabancı bir kadıncağıza sahip çıkarak merhamet etmesini diler. Durumuna dair fazla bilgi vermez, yabancı olduğuna vurgu yapar. Burada yabancı oluşu ile kast edilen muhtemelen artık yaşadığı yer ve değişen dinidir. Elektöre yazılan bu mektup amacına ulaşır ve saray son kez kadına 50 veya 100 Gülden ödenmesini kararlaştırır. Konsey öncesinde eski dosyalara göz atar ve vefat eden tercüman Lucas Michaelowitz'in Macaristan'daki savaşlarda sadık ve başarılı hizmetlerde bulunduğunu ortaya çıkarır. Talep sahibi dul eşin ise gerçekten de Buda fethi sonrasında getirildiği ve eğitimin ardından vaftiz edildiği anlaşılır. Ancak görülen o ki konsey, Fatma'nın tekrar din değiştirdiğinden habersizdir. Kendisi de zaten mektubunda bundan hiç bahsetmez. Sonuç itibariyle Fatma amacına ulaşır ve kendisine 50 Gülden tahsis edilir. Bu örnekten de anlaşıldığı üzere vaftiz töreni ve bununla birlikte verilen yeni bir isim, her zaman gerçek kimliğin unutulmasına yol açmamakta, beraberinde başarılı bir entegrasyon veya asimilasyonu getirmemektedir.
102 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.