Tutunamayanlar'ı ikinci kez okuyorum. Bu okuyuşum bana hem büyük bir keyif verdi, hem de ufuk açtı. Bu da bana bazı kitapları okumak için uygun zamanın gelmesi gerektiğini öğretti. Aksi takdirde kitap size okuma hazzı vermiyor ve bir nevi boşa kürek çekiyorsunuz. Oğuz Atay; içten, samimi, anlattiklari hep bir yerlerden tanıdık geliyor, ya bir yaranıza dokunuyor ya da sizi kahkahalarla güldürüyor. Kitabı okurken ister istemez oradan oraya savruluyorsunuz. Aslında çok derin ve hüzünlü bir hikaye anlatıyor ama bunu yaparken ucuz yollara başvurmak, acındırmak yerine mizahın gücünü kullanıyor. Aşk bile onun kaleminde sıradışı bir anlatıma ulaşıyor. Kitap 724 sayfa ve açıkçası daha başlarken ön yargı oluşturuyor. Benim acizane tavsiyem, eğer bu kitabı okumaya karar verdiyseniz sayfa sayısını, başkalarinin düşüncelerini, değerlendirmelerini olumlu ya da olumsuz eleştirileri bir kenara bırakın ve kitaba samimi bir okuma arzusuyla başlayın. Sevdiyseniz devam edin, sıkıldıysanız ve gitmiyorsa bilin ki biraz daha zamana ihtiyacınız var. Ve bence o zamanı kendinize verin...