Dergi incelemesi biraz tuhaf olacak, kabul ediyorum. Ama bir iki kelam etmek istiyorum. Kafka okur dergisinin okuduğum her sayısının mükemmel olması tesadüf mü bilmiyorum. Ya da okuduğum en son sayının " en iyisi buydu" demem, şıpsevdilik mi? Ama derginin her satırından müthiş bir emek akıyor, bunu bilmelisiniz.
Sabahattin Ali için de birkaç çift laf edeyim. Onunla ilgili aklıma maalesef ilk gelen devletin onu katlettiği. Hiç hoş birşey değil bu aslında. Sadece 41 yilcik hayatında o kadar derin izler bıraktı ki... Sadece edebiyat üzerine değil, düşün üzerine de. Üç roman, yüzden fazla öykü ve dilimize pelesenk olmuş şiirler... Ama galiba en hüzünlü olanı sevgili eşi Aliye ve yumurcak kızı Filiz'le olan mektuplasmalari. Romanları kült oldu, çığır açtı. Öyküleri herbirimizin içini isitti. Onun okuyacağım satırları kalmadı maalesef, keşke daha çok yazabilseydi. İzin vermediler. Cenazesi altı ay sonra parça parça bulundu. Can yoldaşı
Aziz Nesin piposundan tanıdı onu. Offff...
Neyse... Bu sayı sadece Sabahattin Ali'ye ayrılmış. Çok güzeldi. Dolu dolu kırk küsur sayfa.
Sevgiyle kalın...