Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

212 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Ben bir şizofreniğim!..
Daha doğmadan istenmeyen bir çocuktum, sonra beni sevimli buldular ilk günlerde, beslediler, üzerlerine düşen her şeyi yaptılar... Beni bir köşede büyümeye bıraktılar. Unuttular... Sizi de unutanlar vardır, kızıp terkedenler, istemeden unutanlar, inadına unutanlar... Unutulmak bazen güzeldir. Ama bebekken güzel değil. Yalnızlığı doğal gelişimimin bir parçasıdır diye aldım, sevdim, kokladım... Kimse beni koklayıp sevmedi ama ben yalnızlığımla oyun arkadaşı oldum, yemek yerken eşlik etti bana, film izlerken, onunla kikirdedik, esprilerine güldüm, yokluğunda ağladım. Yalnızlığım benim bebekliğimden kalma hayali arkadaşım... Durun panik yapmayın, hayaller dünyasında çok arkadaşım var benim, hatta gerçek arkadaşlardan nefret ederim. Çünkü onlar beni unuturlar... Hayali dostlarımla her şey yolundadır, birlikte düşünür, birlikte sevinir, birlikte üzülürüz. Bazen ters düştüğümüz de olur, benim gibi davranmaya çalışırlar ve bu çok sinir bozucudur. Benim gibi konuşurlar, kesin şunu derim ama içlerinden bazıları beni durmadan çekiştirir... Çok özledim der, çok özledim özlenmeyi, sevilmeyi çok özledim. Hayır derim sen delirmiş olmalısın. Özlenmek ve sevilmek pis kokuludur... Evet bazen vücudumdan korkunç kokular gelir, bu yüzden kendimden tiksindiğim olur, tahammül edemediğim zamanlarda içimde ki dostlarımla suskunluk oyunu oynarız. Ama birisi mutlaka oyunu bozar ve kaçmak ister, bağırarak kaçmak... İnsanlar beni tanımasaydı muhteşem olmaz mıydı? Bazen farklı kişiliklere bürünüp uzak yerlerde yaşamayı çok severim, kimsenin hakkınızda fikrinin olmayışı harika bir şey. Ürkütücü, vıcık vıcık sevgiler yok, garip tebessümler, uzun sohbetler yok... Hatta bebekliğimden beri birlikte büyüdüğümüz yalnızlığımla, kimsenin konuşmalarına maruz kalmadan sakin bir hayat sürmek... Cennet dedikleri bu olsa gerek... Bazen içimden bir ses annemi öldürmem konusunda beni yüreklendirir ama her şey normalmiş gibi davranmaya devam ederim. Bu konuda çok yetenekliyim, bedenimi dışarıdan izler, bana yapılan her şeyi sadece seyrederim. Hayır paniğe kapılmayın, bedenim ve ben bazen yan yana uyuruz. Dosttur ama onunla mesafeli olmak zorundayım... Mesafe demişken anlaşılmaktan hoşlanmam, sırf bu yüzden söz oyunlarıyla doktorumun zihnini bulandırıp, önemli şeyleri önemsiz şeylerin içine gizlerim... O bunu farkettiği anda hemen taktik değiştiririm. Sevilmekten ölesiye nefret ederim. Çünkü sevilmek anlaşılmakla eş değerdedir ve ben gizemlerim olmadan bir hiçim. Birisi beni severse bana hükmedebilir, varlığıyla beni kaplar, küçülürüm, bütün kimliklerimi kaybederim. Buna izin veremem. Birinden hoşlanırsam onun ruhunu kopyalarım, yerine geçip, onun gibi düşünmeye, davranmaya başlarım.Bu bazen çok zorlayıcı olabiliyor. Ne söylediğim şeye gerçekten inanırım, ne de savunduğum şeyin içine girerim, gülüşlerim ve gözyaşlarım sahtedir. Kendimi oynadığım konusunda sizi ikna edecek kadar yetenekliyim ama o kişi ben değilim, sizi kandırdım. Nasıldı o şarkı; "Yüzüme bir maske yaptım yüzümden Beni ben sandınız, hepiniz..." Bunu ben uydurmuş da olabilirim, neyse boşverin. Her şeyin o kadar çok farkındayım ki bu bir yarış çizgisini geçmiş olmak gibi, ne kadar sürdürdüğünüzün önemi yok... Şiddetli bir anlama duygusu, anladıklarımı kaskatı bir forma dönüştürür. O kadar çok anlarım ki, keşke hiç anlamasaydı dersiniz. Kendi benliğimin derinliklerine hakimim, bu hakimiyet tek başına yürütemeyeceğim bir boyuta eriştiğinde fantastik dostlarımı yardıma çağırırım. Görünür olmaya çalışıyorsam gizlendiğimden, gizlenmeye çalışıyorsam göstermek istediğim bir şey var. Kafanız karıştı değil mi? Bu benim için günlük bir hadise... Kararlı ve istikrarlı eylemler bana göre değil, hele netlik asla tahammül edemeyeceğim bir şey... Kimse beni çözmemeli, benzersiz olmak ve bulanık olmak... İşte benim fiyakalı duruşum bu... Fantastik dünyama daldıkça insanlar benim için daha çok endişelenir... Ama unutmuşlardı beni... Daha küçük bir çocukken, duymamış, görmemişlerdi... Şimdi ben de onlardan gördüğümü uyguluyorum, kendimi unutuyorum... Bu beni çok iyi hissettiriyor... Kaybolmak... İnanılmaz güzel. İnsanlar benimle ilgilenirse dev bir ejderha içime ateş püskürtmeye başlar!.. Bu korkunçtur, eğer annem beni bırakıp uzun uzun gitmeseydi, babam beni dinlemeye vakit ayırabilseydi ona bunu söyleyecektim... Anne, baba diyecektim algılayın beni!.. Algılanmayınca kendimi hissedemiyorum... Görün beni, görün... Ama çok uzun sürdü bana bakan gözlerin körlüğü... Kendimi görebilmek için aynalara baktım, hayır yoktum, yoktum... Silinmiştim... Hiçkimseye, asla güvenmem... Bu doktorum bile olsa... Bazen ilginç rüyalar görürüm ama o rüyalar yaşadığım hezeyanlar yanında birer mola gibidir... Evet hezeyan... Korku sever misiniz? İçimden geçenleri anlatırsam bu sizi korkutabilir... Korkutulmayı sever misiniz? Bazen ilginç kostümlerle gezerim ama insanlar buna gülerler, oysa ben o kostümden başka hiçbir şeyi yakıştıramam kendime... Onunla güvende hissederim... Bazen de terkedilmiş bir yerde kapana kısılmış gibi hissederim, dışarıya çıksam insanlar devasa büyüklükte, beni ezebilirler, içeride kalsam burası çok karanlık ve izbe... Ama zarar verilmek beni güldürür, çünkü o zaman aslında varolduğumu, önemsendiğimi hissederim evet kulağa delice gelebilir ama beni yaralamanızdan, bana kötü davranmanızdan mutluluk duyarım. ... Size bir sır vereyim mi? Ben aslında ölüyüm!.. *** Yukarıda bir şizofreniğin dilinden iç dünyasını izah etmeye çalıştım. Bebeklik ve çocukluk evresinde edinilen değersizlik hissiyle, (toplumsal ve ruhsal baskılarla) oluşturduğu personasının, gerisinde büyüttüğü içsel benlik, iki uç noktaya doğru çekilmeye başlar, yaşamı haketmediği ve ölmesi gerektiği düşüncesi onda bir saplantıya dönüşür, zamanla kendi bedeni ve dış dünya ile kopuş yaşayarak gerçeklik algısını tamamen yitirir. Varlığını sürdürebilmek için kendini, bilerek ve kasten öldürür. Laing yeni keşfettiğim ama uslubunu çok beğendiğim yazarlardan... şöyle diyor; "O aslında hâlâ varolan 'ben' ini arayan biridir. " Okuduğum diğer eserinde beni yoran edebi benzetmeleri ve kinayeleri bu eserde görmedim. Kendi hastalarının öykülerini paylaşarak, bu öyküleri felsefi yaklaşımlarla harmanlamış anksiyeteye ve şizofreniye, çok özel bir bakış açısı kazandırmış... Çok istifade ettiğim bir eserdi, çok şey öğrendim. Psikoloji okumaları yapan arkadaşlara kesinlikle tavsiye edebileceğim, emek verilmiş bir eser... Eseri okumaya birlikte başladığımız, tam bu esnada uzak diyarlara yelken açan ##$##okurKadiler:_PLN_____$$#$$'ime sevgilerimle... :) Sağlıkla okuyun...
Bölünmüş Benlik
Bölünmüş BenlikR. D. Laing · Pinhan Yayıncılık · 201591 okunma
··
3.763 görüntüleme
Sümeyra Özat okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş Eylül hocam. Potansiyel şizofrenik ruhuna sağlık.. :) Konu şizofreni olunca aklıma hep üniversitedeki bölüm hocalarımdan birinin anlattığı yaşanan trajikomik bir olay gelir. Burada da paylaşmak istedim: Hocam ODTÜ'de öğrenciyken şizofren bir sınıf arkadaşları varmış. Hocalarından birine takmış kafayı. 'Bu adam benim düşmanım, bana zarar vermek istiyor.' diye düşünüyormuş. Bir akşam üniversitede kimsenin kalmadığı bir saatte kafayı taktığı hocasını öldürmek (belki de sadece zarar vermek) niyeiiyle odasına kadar takip etmiş. Hoca odasından tam çıkmış ki bizim şizofren öğrenci saldırıya geçmiş. Hoca can havliyle kendini savunmak için elini kolunu salladığı bir ara öğrencinin kendisinden uzaklaştığını ve bir noktaya dikkat kesildiğini fark etmiş. Meğer bizim şizofren kafasındaki sanrılar dolayısıyla o an hocanın elinde bir tabanca görüyormuş. Hoca mesleği dolayısıyla hemen kavramış durumu ve gerçekten de elinde bir silah varmışçasına boş elini şizofrene doğrultmuş. Bizimki kendisine ateş edecek korkusuyla kaçıp gitmiş. Böylece hocanın hayatı kurtulmuş. :)) Daha fazla uzatmadan hisseyi sizlere bırakıyorum. Selam ve sevgilerimle.. 🌱
Eylül Türk okurunun profil resmi
Meslekte iyi olmak hayat kurtarıyor demek ki😅 Değerli katkın için teşekkür ederiz adaşım, vaktine bereket☘️
2 sonraki yanıtı göster
Süha Murat Kahraman okurunun profil resmi
Bir şizofreniğin iç dünyasının söylediklerini; ilgisiz, duygusuz,kendi çizdiği sınırların içine hapsolmuş, ruhunu kaybetmiş günümüz insanına kusursuz bir insanca ile tercüme ettiğiniz için yüreğinize sağlık. Okuduğunuz kitapları okumam çok zor olsa da Eylül Hocam; istifadelerinizi, incelemelerinizi inşallah merakla bekliyorum. Emeğinize sağlık. Değerli incelemeniz için çok teşekkürler...:)
Eylül Türk okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim hocam, sizin bulduğunuz söylediklerimizden ziyadedir. :) Laing normal düşünce-psikotik düşünce ayrımını çok iyi yapıyor gerçekten. Çocukların birincil ihtiyaçlarını ve yetişkinliğe nelerin taşındığını görmek için yerinde bir eser. Estağfurullah, ilginizi çekmesi, böyle kitaplara yöneleceğinizi gösteriyor, şimdiden bereketli okumalar dilerim... Rabbim cümle hastalara şifalar nasip eylesin.
cathrinevuslat okurunun profil resmi
Zamanında böyle birini gerçek sanıp sevmiştim...Tam yukarıda anlatıldığı gibi...Herkesi kendisine hayran bırakmayı başaran,şeytan tüylü biriymiş gibi görünüyordu...Herkes dönüp sevdiklerine baksa bir kişi mutlaka bu tipe benziyordur...Kadın-erkek fark etmez...
Eylül Türk
Eylül Türk
çok güzel bir inceleme olmuş,teşekkürler:)
Eylül Türk okurunun profil resmi
Zaman ayırdığınız için ben teşekkür ederim.
Serdar Koz okurunun profil resmi
Merhaba bu uzun paylaşım bu kitaptan mı acaba. Bu arada sonuna kadar okudum 🙂 ilgi çekici gerçekten
Eylül Türk okurunun profil resmi
Biraz uzun olduğu konusunda haklısınız. :) Hayır alıntı değil, eserde anlatılan Şizofrenik vakaların özelliklerinden yola çıkarak, bir hastanın ağzından izah etmeye çalıştım. Böyle çok daha kalıcı olacağını düşündüm.
Serdar Koz okurunun profil resmi
O zaman mükemmel bir yorumlama olmuş. Yüreğinize sağlık 👏👏
Eylül Türk okurunun profil resmi
Teşekkür ederim :)
Pelin okurunun profil resmi
Eylüüll ne güzel yorumlamışsın sen öyle😍 Emeğine sağlık. Yazdıklarına bakılırsa %70 şizofrenik çıktım. Bence iyi bir oran ne mutlu bana 🫢 Ben daha o dediğin öykülere geçemedim🙄 Çok mahçup hissediyorum sana karşı ben ; spontane gelişti her şey hadi gidelim dedik gittik, yazmışsın ya insanların bizi tanımadığı uzak yerlerde ki özgürlüğe diyelim 💃🏻
Eylül Türk okurunun profil resmi
Oh mis balım, ne mahcubiyeti, tadını çıkarın iki çocuk ve sayısız sırt çantasıyla insanın gözünde büyüyor böyle seyahatler, bilakis kitaplar bir yere kaçmıyor 👌🥰 Eseri seveceğinden kuşkum yok hatta John, Peter ve Julie ile kanka olduk 😂 Vaktine bereket, yorgun argın vakit ayırdın, gönlüne sağlık🥰🌿
2 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.