Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yirmi yaşındaki bir genç adamın gözünde her ihtiyar düşmandır, her fikir tartışılırdır, her önemli insan yargılanmalıdır ve geçmiş zaman, yıldırımlarla bölünmüş uzun bir geceye, karamsar ve sabırsız bir bekleyişe, şimdi, nihayet, bizimle doğan o sabahın sonsuz alaca karanlığına benzer. Yirmi yaşındaki genç bir adama, sökmekte geciken şafağın beyaz ve hassas yansımaları varmış gibi gözükür gün batımlarında; ölülere eşlik eden meşaleler yeni şenliklere yakılan mutluluk ateşleridir ve dini bütün çanların yakınışları yeni doğumların habercisi ve yeni ruhsal vaftizlerin eşlikçisidir. Bu, hayatın kahramanca yaşandığı, her boğayı boynuzlarından yakalamak gibi erkeğimsi kötü bir huya sahip olunan, titreyen elde kiraz ağacından bir sopa ve kafada bir şapkayla çevik adımlarla yürünen tek çağdır. Her kurdele bize bayrak, her uzak homurdanma bir başkaldırının dev kükremesi, her maytap bir savaş habercisi ve her sağanak yağış evrensel selin başlangıcı gibi görünür bize. Rüzgârın uğultusunu pürdikkat dinler ve dünyanın parçalanışı olduğuna inanırız. Bir binek atının tepinişi Mesih Karşıtı’nın kara Bukefalos’uymuşçasına pencereye koşturur bizi. Batan güneşin kızıl şeritleri, belki de devlerin devindiği bir hayatın, ve Hristiyanımsı maviliğe değil, yangın ve cehennem rengine boyanmış bir göğün bulunduğu son dağların ardında bir ateş küresi varmış hissi yaratır üzerimizde.
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.